Faruk Başer Yeni Şafak Gazetesi

UMAD ve âlim sorumluluğu

Âlim olabilmenin yolunu soran gençlerin soruları üzerine daha önce bu konuda: ‘Nasıl âlim olunur’, ‘Kuranıkerim Âlimi nasıl tanıtıyor?’ ve ‘Âlim olmak isteyen gençlere’...

18 Mayıs 2018 | 207 okunma

Âlim olabilmenin yolunu soran gençlerin soruları üzerine daha önce bu konuda: ‘Nasıl âlim olunur’, ‘Kuranıkerim Âlimi nasıl tanıtıyor?’ ve ‘Âlim olmak isteyen gençlere’ başlıklarıyla üç yazı yazmıştım.

İki hafta önce UMAD’ın (Uluslararası Müslüman Âlimler birliği Derneği) bu konuda geniş katılımlı bir toplantısı oldu. Biz de Yüksek İstişare Kurulu Üyesi vasfıyla hazır bulunduk. Başta başkan Abdülvahab Ekinci olmak üzere yönetim kurulu üyeleri iyi bir hizmet gerçekleştirdiler. Bir gün boyunca bu mesele tartışıldı ve çok istifadeli oldu. UMAD, meselenin esasını kavramış ve âlimin cemaatlerin, fırkaların ya da kavimlerin değil, ümmetin âlimi olacağı gerçeğine uygun bir perspektif yakalamış.

Toplantıda Türkiye’nin her bölgesinden âlimler ve seydalar vardı. Ben bundan şunu anlamak istedim; Yiğit düştüğü yerden kalkar. Dolayısıyla hala bir Müslüman kavimler birliği olan Türkiye bu işin sancaktarlığını yapmaya yine de en yakın ülke olarak gözüküyor. Bu sebeple Karadavi başkanlığındaki ‘Dünya Âlimler Birliği’ ile de yakın temas kurularak bu birlikteliği bütün İslam ülkelerince kabul edilen bir seviyeye ulaştırmak, olması gereken bir hedeftir. Umuyorum öyle de olacak.

Bu toplantıda söyleyebildiklerimi, önceki yazılarımdakileri tekrarlamadan burada da vermek istiyorum:

‘Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ diye çevrilen ayeti kerime aslında âlimde olması gereken çok önemli bir özelliğe değinir. Şöyle buyrulur: ‘Bir de gece saatlerini Allah’a kullukla, secde ve kıyamla geçiren, insanları ahiret ile uyaran, ama rabbinin rahmetini de uman kimseyi düşünün. De ki hiç âlim olanlarla olmayanlar bir olur mu? Bundan ancak saf akıl sahipleri ders çıkarabilir’ (Zümer 9). Burada vurgulanan noktanın, geceyi Allah için ihya etme olduğu açıktır ve âlimin en temel özelliklerinden biri budur. Bizim gerçek âlim olamayışımızın sebeplerini tespite buradan başlamalıyız. İnsanları ahiret için uyarma/inzar etme ve Allah’ın rahmetini öne çıkarma da yine bu ayette değinilen özelliklerdendir.

Kuranıkerim’de bunu vurgulayan başka ayetler de vardır. Önce âlimlerin peygamberlerin varisi olduğunu hatırlayalım ve âlimlerin imamı olan Resulüllah (sa) için Allah’ın ne buyurduğuna bakalım:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sevgi imandandır 29 Nisan 2022 | 289 Okunma İki olay üzerinden iki ilginç kavram 24 Nisan 2022 | 293 Okunma Şeytan nedir? 22 Nisan 2022 | 362 Okunma Teravihin hikâyesi ve tilavetin başına gelenler 17 Nisan 2022 | 821 Okunma Savrulduğumuzun farkında mıyız? 15 Nisan 2022 | 358 Okunma