Bir ay önceki yazımızda “Medrese ilahiyat vuruşturması kimseye fayda sağlamaz” demiştik. Bu kurumların hepsi İslam’ı öğretme çabasındadır, eleştirilecek ya da takdir edilecek yönlerinin olması tabiidir. Aslında her iki taraf da birbirinden etkilenmektedir. Her iki taraf da diğerine muhtaçtır. İslamî ilimlerde temel klasik metinlere inilemeden bu iş olmaz. Bunu da ilahiyatlarda en azından lisans seviyesinde başarabilmek zor gözüküyor. Bazı köklü medreseler ise bunu bir ölçüde başarıyor, temele iniyor ama onlar da çatıya çıkamıyor. Derdimiz medreseyi ya da ilahiyatı galip ilan etmek değil, bu dini asrımıza en yararlı metot ne ise onunla anlatabilmek olmalı.
Medrese dendiğinde karşımıza yekpare bir anlayış çıkmıyor. Pek çoğu zaten sürekli Bina okumaktan öte geçemeyen ne klasik ne de modern çabalardan ibaret.