GAZETECİLERİN masraflarını başkalarının karşıladığı gezilere gidip, oralarda ağırlandıktan sonra da gelip o marka ya da şirketin reklamını yapmasına itirazımı defalarca dile getirdim.
Ama bir yanlış anlamayı ortadan kaldırmakta da yarar var. Gazetecilerin “hanut” gezilere gidip reklam yapmasının gazeteciliğin ruhuna aykırı olduğu kişisel görüşüm değil, gazeteciliğin dünyada geldiği nokta bu.
Çeşitli ülkelerdeki saygın medya kuruluşlarının yayın ilkelerini inceledim. Hemen her yerde belli başlı medya kuruluşlarının Etik Kodları’nda “gezi davetlerinin kabul edilmemesi” ve “gezilerin masraflarının medya kuruluşu tarafından karşılanacağı” ilkesinin yer aldığını saptadım. Bild gazetesinin dahil olduğu Axel Springer grubunun kodlarında da davetlerin istisnai durumlarda kabul edilebileceği belirtiliyor. İstisnai durumlardan kasıt, askeri ve bilimsel olaylar gibi “başka türlü izlenemeyecek önemli olaylar”. Bu tür durumlarda genel yayın yönetmeni karar veriyor.
Doğan Grubu Yazılı Medya Yayın İlkeleri’nde de aslolan “gazete ve dergi çalışanlarının yayın amaçlı gezilerinin giderlerini kurumun karşılaması”. Özel durumlar için ise “Davetli gezinin haber yapılması halinde, yayında, gezinin davet olduğu mutlaka belirtilir” kuralı yer alıyor.
Ben de davet gazeteciliğine karşı çıkarken bu evrensel ilkeleri savunuyor, meslektaşlarımdan da uygulamalarını bekliyorum.
Dünya medyasında davet ilkeleri: