Alphan’ın yazısına destek verenler oldu ama kimileri de ona şiddetle karşı çıktı, hatta ağır hakaretler yönelttiler, saldırdılar. “Yüzde 40 oranı olamaz” itirazı ile başlayan tartışma yer yer neredeyse “Türkiye’de ensest vardır/yoktur” tartışmasına döndü.
Kopan fırtınayla birlikte okurlardan da destek ve eleştiriler gelince yazıyı bir daha okuyup “Yüzde 40” meselesini anlamaya çalıştım. Alphan, bu oranı ensest konusunda bir araştırma yaptıklarını belirten Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’ye dayandırmıştı:
“... TDKF 56 ilde yaptığı araştırmanın sonuçlarını, rakamlarını açıklayamadı bile. Ama tek bir rakam verdi ve tabloyu görmemiz açısından yeterliydi aslında: Türkiye’de ensest oranı yüzde 40. Yani her 10 kişiden 4’ünde ensest var.”
Demek ki, bu oran Alphan’ın kendi fikri değil. Nitekim Canan Güllü, 5 Şubat 2015’te TBMM’de Kadına Şiddet Komisyonu’nda “Bir hafta sonra ensest raporumuzu açıklayacağız” demiş. Fakat açıklamamış ya da açıklayamamış!
Ardından Güllü, 9 Ocak 2016’da T24’e yaptığı açıklamada “Ensest ilişki oranı yüzde 40, kadın düşmanı Diyanet bunu normalleştiriyor” demiş. 17 Ocak 2016’da Evrensel gazetesinde yayınlanan demecinde de “... Yüzde 40 oranında ensest var ve devlet bunun kapağını bile kaldırmıyor” diyerek aynı oranı tekrarlamış. Güllü’nün bu sözlerine itiraz eden olmamış, fırtına da kopmamış.
Alphan’ın sözünü ettiği araştırmanın varlığı böylece doğrulanıyor. Buraya kadar sorun yok. Ancak Doğan Yayın İlkeleri, araştırmalar yazılırken yönteminden görüşülen kişi sayısına kadar ayrıntılı bilgi verilmesi gerektiğini vurguluyor. Zira okurların araştırmayı doğru değerlendirebilmesi için bütün verilere sahip olması gerekli.