İNSAN hakları alanında saygın bir hukukçu olan Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’dan bir e-posta geldi. Hürriyet internette 15 Ocak’ta yayınlanan “Kanal İstanbul” hakkındaki bir haberi eleştiriyordu:
“Geçtiği yerleri uçuracak, konut fiyatları yüzde 50 artacak” haberini, Kanal İstanbul projesinin çevresel etkisi nedeniyle devasa bir proje olma vasfını hiçe sayıp, sadece bir ‘emlak piyasası’ meselesi olarak ele alarak, yatırım spekülasyonlarına yönelik biçimde yansıtmasını, okuyucuları önü arkası bilinmedik bir projeye yatırım yapmaya yöneltici bir içeriğe sahip olması nedeniyle, etik bulmadığımı belirtmek isterim.
Projenin incelenmesi ve kamu nezdinde aydınlatıcı bir tartışmaya öncelik vermek yerine, tamamen bir yatırım meselesi olarak takdim edilmesi Hürriyet camiası adına talihsiz ve üzücü bir durumdur.”
Tarhanlı’nın eleştirdiği haber, Bakan Ahmet Arslan’ın projenin geçiş güzergâhını açıkladığı gün yayımlanmıştı. Bakan’ın açıklaması da bir gün sonra basılı gazetede geniş biçimde yer aldı. Bu açıklamasının yanına “Çılgın proje, çılgın prim” başlıklı bir gayrimenkul haberi konulmuştu. Sadece DSP Genel Başkan Yardımcısı H. Sami Türk’e atfen altta kısa verilen “Uluslararası hukuk sorunları yaratır” haberi farklı bir bakış açısı içeriyordu. 17 Ocak’ta ise “Aslan payı kamunun” ve “Köyün yüzde 80’i satıldı” haberleri çıktı.
Gerçekten Tarhanlı’nın dediği gibi, bu haberlerde “Kanal İstanbul”, ağırlıklı olarak “emlak piyasası” yani rant açısından ele alınıyor. Ancak açıklandığı 2011’den bu yana projenin yaratacağı çevre sorunlarına ilişkin haberler yapılmıştı. Çevre Mühendisleri Odası ile Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın projeyle ilgili açıklamaları da 18 Ocak’ta Hürriyet’te yayımlandı.
Fakat yeterli olduğunu söyleyemeyeceğim. Bu çaptaki bir proje, tüm boyutlarını gözler önüne seren ayrıntılı araştırmaları, seri haberleri, yazı dizilerini hak ediyor. Yaratacağı çevre sorunları, bütçeye getireceği yük, ekonomiye katkısı tek tek incelenmeye değer başlıklardan bazıları.
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cemal Saydam’ın arkitera.com adlı mimarlık sitesinde çıkan “Bakın rafa kaldırın demiyorum, unutun diyorum” başlıklı derinlikli, bilgilendirici ve içten bir dille kaleme alınmış yazısı, bu projenin salt doğada yaratacağı etkileri göstermek açısından üzerinde durulmaya değer bir örneği...