Yine bir gazeteci kandırma vakası ile karşı karşıyayız. “Milli anakart ürettim” diye ortaya çıkan 18 yaşındaki lise mezunu bir genç, gazetecilerin yanı sıra bilim insanlarını da inandırmayı başarmış.
Anadolu Ajansı, İHA ve DHA’nın Ferit Borku adlı gencin “milli anakart” ürettiği haberinin doğru olmadığını Güneş gazetesi ortaya çıkardı. Borku’nun yaptığını söylediği anakart, Çinli teknoloji devi Dianjitek’in üç yıl önce piyasaya sürdüğü ITX-K37X67 V1. 4 modelinin ta kendisiymiş. Borku bu anakartın üzerine logo kazımış ve etrafına şerit led aydınlatma yapıştırmış.
“İlk milli anakart” haberini Hürriyet’te görmediğim için geçen hafta bu konuya girmemiştim. Fakat Bursa ekinde yazılmış, hem de Borku’nun ilk demeci orada yayımlanmış. Bir de
Borku, Güneş’in haberinden sonra basın toplantısı yapıp kendini savununca yazmak farz oldu.
Cansel Oruç, 17 Mayıs’ta Hürriyet’in Bursa ekinde yayımlanan “18 yaşında Türkiye’nin ilk yerli anakartını üretti” başlıklı yazısında Ferit Borku’nun söylediklerini aynen aktarmış. Fakat Borku’nun sözleri içerisinde tek somut dayanak, “Projemiz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknolojik Ürün Komisyonu’nda 5 oyun tamamını alarak onaylandı” cümlesi...
Savunma ve sanayi muhabirimiz Eray Görgülü’den yardım istedim. Görgülü de Bakanlık’a sordu. Borku’nun o sözleri de gerçeği yansıtmıyormuş. Anakartını onaylayan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teknolojik Ürün Komisyonu değilmiş. Uludağ Üniversitesi’ne ait Teknokent, 30 Aralık 2017 tarihinde “Teknolojik Ürün Belgesi” vermiş...
Eray Görgülü, bir bilgiye daha ulaştı. Meğer Borku, Teknokent’ten bu belgeyi alıp gazete ve ajanslarda haber olduktan sonra Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı KOSGEB’e de başvurmuş. KOBİ Teknoyatırım programından maddi destek istemiş. KOSGEB ise Borku’ya özetle şu yanıtı vermiş:
“Bir ürünün yerli ve milli olabilmesi için üzerindeki komponentlerin tasarım ve patent haklarının ülkemize ait olması gerekmektedir. Söz konusu üründe bu oran yüzde 0’dır. İşletmede mühendis veya teknik eleman istihdam edilmemektedir. İşletme sadece lise mezunu iki ortaktan oluşmaktadır. Bu ölçekteki bir yatırım için insan kaynağı, mali tabloları ve teknik yeterliliği olmadığı kanaatine varılmıştır.”
Ne kadar vahim değil mi? 18 yaşında lise mezunu iki genç, şirkette mühendis yok, sermaye yok... Ama bilgisayarların temel parçası olan anakart ürettiklerini söyleyip akademisyenleri ve sonra da gazetecileri inandırabiliyor!
HİTAP FARKLI OLABİLİR
Okurlarımızdan Murat Seven, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kırgızistan’da önemli açıklamalar” haberinde R. Tayyip Erdoğan için “başkan” denilmesini eleştirdi.
“Cumhurbaşkanı için neden başkan sıfatını kullanıyorsunuz? Ne zaman başkan oldu? Bizim niye haberimiz yok?” diye de sordu.
Habere baktım, 1 Eylül’de Hürriyet’in internet sayfasında kullanılan bu haber Anadolu Ajansı mahreçliydi. AA’nın bu haberinde başlık ve giriş dahil olmak üzere 10 kez “cumhurbaşkanı” yazılmış, sadece bir kez “başkan” sıfatı kullanılmıştı.
Yine de okurun dikkat çektiği gibi, “başkan” yazılması yanlış. Her ne kadar “başkanlık sistemi” uygulansa da yeni sistem “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak adlandırılıyor. Anayasa’nın 104. maddesinde “Cumhurbaşkanı Devlet’in başıdır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’na aittir” deniyor ve “başkan”dan söz edilmiyor.
Erdoğan da Anayasa ve yasalara göre başkan değil, Cumhurbaşkanı. Dolayısıyla gazeteciler olarak haberlerde Anayasa ve diğer yasalara uygun olarak “Cumhurbaşkanı Erdoğan” yazmak durumundayız. Kaldı ki “Cumhurbaşkanı”, “halkın başkanı” anlamına gelen güzel bir sözcük ve zaten “başkan” sözcüğünü de içeriyor; onu diğer “başkan”lardan ayırıyor.