Türkiye’nin dertlerini Türkiye’yi idare edenler de gayet iyi
bilir, ama sıra çareleri uygulamaya gelince haklı ya da haksız
çeşitli bahanelerle bunları yapmazlar.
TBMM eski Başkanlarından Cemil Çiçek’in bayram günü manteş olan bir
tesbiti vardı. Çiçek, Türkiye’deki gerginliklere dikkat çekip şöyle
demişti: “Bir yandan, ülkede birlik ve bütünlüğe ihtiyaç var
diyoruz, öbür taraftan bütünlüğü darmadağın eden, ülkenin
dikişlerini yıpratan konuşmalar yapıyoruz. İçerideki dostlukları
arttıracak, ilişkileri normalleştirecek bir üslup ve anlayışa
ihtiyaç var. Ramazan iyi bir iklimdi ancak iyi değerlendiremedik.
Önce özeleştiri yapmak gerekiyor. Buna da kendimizden başlamak
lâzım. Bunu yapmadığımız sürece ‘Ben haklı, başkaları haksız’
noktasında kalırız.”
Çiçek, “Siz özeleştiri yapıyor musunuz?” sorusuna da şöyle cevap vermiş: “Evet yapıyorum. Siyasete başladığım ilk yıllarda, gençliğin verdiği heyecan ve yetiştiğim kültürün etkisiyle hırslarım aklımın önündeydi. Her şeyin doğrusunu biz biliyoruz sanırdım. Zaman içerisinde muhataplarımdan da çok şey öğrendim. Nefsimi törpülemeyi, aklımı kullanmayı öğrendim. Diğer bir hatam ise vatan millet için her şeyin iyisini sadece biz istiyoruz diye düşünürdüm. Hayat bana, başkalarının da bu vatan ve millet için iyi şeyler yaptığını gösterdi. Başkalarına haksızlık ettiğimi şimdi daha iyi anlıyorum. Karşı görüşleri dinlemeyi, anlamayı öğrendim.” (Hürriyet, 6 Temmuz 2016)