Bir yerlerde planlama hatası yaptığımız çok belli ki hem tarım
ülkesi olmakla övünürüz hem de bazen samanı, bazen eti, bazen de en
temel gıda maddeleri başka ülkelerde ithal etmek durumunda
kalırız.
Yeteri kadar petrol yataklarına sahip değiliz, bu sebeple petrolü
ithal ediyoruz. Peki şartlara uygun olarak gerekli çalışmaları
yapabilsek Türkiye’nin et ihtiyacımızı kendi çiftliklerimizden
karşılayamaz mıyız?
Şunu da hatırda tutalım ki ülkemizde sadece ‘benzin en pahalı’ değil. Bunun yanında dünyanın en pahalı ‘odun’u da güzelim ülkemizde, Türkiye’de! Bu bilgiye itiraz etmek isteyenler bize değil, bunu söyleyen Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız Beye itiraz edebilir. Haluk Yıldız’ın tesbitini kısaca hatırlatalım: “Odun fiyatlarımız Avrupa’daki fiyatların iki misli, Rusya-Ukrayna-Amerika gibi ülkelerden 3 misli daha pahalıdır. (...) İç pazarda dünyanın en pahalı ağacını kullanıyoruz. Türkiye’de ağaç fiyatları ton başına 90-100 dolar civarında. (...) Öte yandan benzer ağaçlar ABD’de 25 dolar, Rusya’da 25-30 dolar, Avrupa’da ise 50-70 dolar dolayında.“ (Konuşan: Ece Ceyhun, Dünya g., 29 Mart 2016)
Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş da, düzenlediği basın toplantısında 2017 yılında tarım sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirip, 2018 yılına ilişkin tekliflerini paylaşmış. Bu tesbitlere bakınca tarım sektörünün de “Bir dokun, bin ah işit” misali dertlerle iç içe olduğu söylenebilir.
Tarım sektörünün kronikleşen dertlerinin bu yıl da çözülemediğini hatırlatan Demirtaş, gelecek yıllarda bu dertlerin giderilmediği takdirde çok daha büyük problemlerin ortaya çıkacağını da belirtmiş.
Demirtaş, Millî Tarım Projesi çerçevesinde tarımsal üreticilerin kullandığı mazotun yarısının devlet tarafından karşılanacağının açıklandığına dikkati çekerek, “Özellikle dolardaki artışlardan sonra mazota yapılan zamlar da göz önüne alındığında, 2018 yılı bütçesinde bu vaadin karşılanması büyük önem kazanmış bulunmaktadır. Beklentimiz bu vaadin yerine getirilmesi ve bu fon için kullanılacak kaynağın zaten yetersiz olan destekleme bütçesinden kesilerek değil yeni kaynak ayrılarak