Maddî ve manevî dertler denizinde yüzdüğümüz her halde inkâr
edilmez.
Yanlış bir kanaate, maddî dertlere çare aramayı birinci öncelik
olarak seçtiğimizden manevî yaralarımız her geçen gün biraz daha
derinleşiyor.
Manevî yaraların derinleşmesinin bir sebebi de ‘dert’lerin varlığını kabul etmemek ya da yanlış teşhis koymaktır. Oysa tecrübeli olanlar “Dert bilinirse, devası asan olur/ Dert bilinirse, çaresini bulmak kolaylaşır’ anlamına gelecek tesbitlerde bulunmuşlardır. Türkiye, mutlak surette dertleri tesbit ve kabul edip çarelerini bulmak için gayret sarf etmek durumundadır.
Diyanet İşleri eski Başkanlarından Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, ülkemizin ve İslâm dünyasının karşı karşıya kaldığı bazı ‘dert’lere dikkat çekmiş. Sosyal medyadan takip edebildiğimiz kadarıyla bu tesbitlere itiraz edenler de oldu. Elbette itiraz edilecek beyanlar olduğu gibi haklı beyanlar da vardır. Şunu da hemen ifade etmekte fayda var ki İslâm dünyası ve Müslümanlar ‘yara’larını görmezden gelerek ya da inkâr ederek bir yere varamaz. Yaraları, hataları, eksikleri görmek ve bir an önce çare aramak icap eder.
Hürriyet’in sorularını cevaplandıran Prof. Dr. Bardakoğlu’nun bazı tesbitlerini şöylece özetleyebiliriz: