Faruk Çakır Yeni Asya Gazetesi

Diziler biter, dertler bitmez

Televizyon gündemimize girdiğinden itibaren, bazı güzelliklerin hayatımızdan ve evimizden kaçtığının her halde farkındayız. Başlangıçta televizyona dört elle sarılan ve onu savunanlar...

08 Şubat 2016 | 131 okunma

Televizyon gündemimize girdiğinden itibaren, bazı güzelliklerin hayatımızdan ve evimizden kaçtığının her halde farkındayız.
Başlangıçta televizyona dört elle sarılan ve onu savunanlar da, günümüzde onun zararlarından bahsetmek mecburiyetinde kaldı.

Zarar verme noktasında televizyonu geride bırakan başka vasıtalar da vardır. En başta ‘sanal âlem’ diye tabir edilen internet dünyasının zararlarını saymakla bitiremeyiz. Her ‘alet’ gibi televizyonun ve internet dünyasının da elbette iyi yönleri, faydalı hizmetleri vardır. İfade etmeye bile ihtiyaç duymadığımız üzere bizim itirazımız ‘alet’lere değil, onların vasıtasıyla yapılan programlara ve muhtevalarınadır. Keşke bu güzel vesile ve vasıtalar; iyilikler için kullanılabilse...

Televizyon dizileri ve bilhassa ‘evlilik programları’nın çığırından çıktığını, çok kötü yayınlar yapıldığını artık ‘sağır sultan’lar bile duydu. Öyle ki, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Prof. Dr. İlhan Yerlikaya da bir bakıma ‘isyan’ edip şöyle demiş: “Özellikle evlilik programları çığırından çıktı. Buralarda çok kötü şeyler oluyor. Ağzımıza alamayacağımız şeyler söyleniyor. Evlilik programlarındaki o sözlerin bazılarını burada ben söylesem ve bunlar televizyonda yayınlansa RTÜK olarak o kanala kapatma cezası vermemiz gerekir.”

Allah’a şükürler olsun ki, iş dışında TV izleme gibi bir ‘kötü alışkanlık’tan uzağız. Evinde TV olan ve ‘istemeyerek’ de olsa bu dizileri, bu programları dinleyen ve izleyenlerin anlattıklarından bile etkilenmemek mümkün değil. Akla ve hayale gelmeyecek programlar yapılıyor ve maalesef, Türkiye’yi idare edenler de bu kötülükler karşısında sessiz. Bu tepkisizlik ve bu ilgisizlik neye benzer biliyor musunuz? Gemiyi batırmaya çalışan bir ‘deli’ye gemi kaptanı ve yolcuların; ‘Bırakın, ne yapsa yeridir’ demesine benzer!

RTÜK Başkanının dediği gibi, bu programlarda konuşulan ve yaşananları burada anlatmaya çalışsak, ‘safi zihinler’ hak dinden, imân ve İslâmiyet hakikatinden saptırılmış olur. Eğer bu sessizlik ve ilgisizlik devam ederse, Türkiye’yi idare edenler çok geç kalmış olacak. Ahlâk, aile, gençlik ve cemiyet gemisi batıyor, ama biz ‘güverte’de eğlence peşindeyiz. Bu mesele en az, terör kadar tehlikelidir ve gecikmeden tedbir alınmalıdır.

Geçen gün bir hemşehrimiz, hiç tahmin etmediğimiz şekilde bu programlara tepki gösterdi. Aynı zamanda bir eğitimci olan bu ahbabımız, çocuklara ev ödevi verilmemesi yönündeki ‘idareci emri’ni de bu vesileyle eleştirerek, “Ne yani! Çocuklar evde ödev yapmasın da dizilerdeki ahlâksızlıkları mı seyretsin?” dedi. Tabiî ki o ‘ahlâksızlık’ yerine çok daha ağır ithamlarda bulundu, ben onun ‘hakaretini’ yumuşattım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma