2018 yılında bile insanların ve insanlığın açlıkla karşı karşıya olması ve bunun normal bir şeymiş gibi görülmesi acaba izah edilebilir mi?
Bir şehir, bir devlet değil; neredeyse kocaman bir kıta açlık ve ona ilave olarak susuzlukla kıvranıyor. Üstelik bu mesele savaş ya da benzeri ‘geçici’ bir problemden kaynaklanmıyor. Savaş da olsa barış da olsa Afrika bu iki temel dertle karşı karşıya.
Acaba haklı olarak buz dağları arasına sıkışmış olan bir balina için harekete geçen insanlık, Afrika’daki açlık ya da susuzluk için harekete geçmez mi? Kanaatimiz odur ki Afrika’da yaşanan sıkıntılar olduğu gibi Avrupa’ya, Amerika’ya ya da bir bütün olarak insanlığa anlatılabilse insanlığın buna karşı sessiz kalması mümkün değil. Afrika’nın bu derece mağdur olması orada yaşanan sıkıntıların insanlığa tam olarak anlatılamamış olmasından kaynaklanıyor. Savaşlara, kavgalara itiraz eden insanlık vicdanı bu temel mesele karşısında sessiz kalabilir mi? Bu noktada medyanın büyük bir sorumluluğu vardır. Yaralı balinalar kadar olsun insanlığın açlığı karşısında duyarsız kalmamalı.