Türkiye’yi idare edenlerin iddialı oldukları konulardan biri de
dış politikaydı.
Her iki konuşmanın birinde, ‘komşularla sıfır sorun’ politikasından
bahsedildi. Hadiselere kısa dönemli olarak bakanlar bu tesbitlere
hak verdi. Ancak köprülerin altından sular akmaya devam ettikçe,
‘sıfır sorun’ vaadlerinin hayata geçemediği, aksine ‘her adımda
sorun’ yaşanmaya başlandı.
Bu noktada en çarpıcı olan komşumuz Suriye ile yaşananlardır. İki ülke arasında vizeler kalkmış, hem turizm hem de ticaret iyi seviyelere gelmişti. Ne oldu, nasıl olduysa en dost ülke, en problemli komşu ülke haline geldi.
Hemen ifade edelim ki prensip olarak komşu ülkelerle ‘dost’luklar kurmak çok önemli. Ülkemizin dört tarafının ‘düşman’ ülkelerle kaplanmış gibi görülmesi ve öyle muamele edilmesini hiç kimse tasvip edemez. Komşularla iyi ilişkiler kurmak çok önemli. Fakat bunu kuru hamasetle değil, sağlam temeller üzerinde bina ederek yapabiliriz.
Hadiseler öyle bir noktaya geldi ki, vizelerin kaldırıldığı, ortak bakanlar kurulu toplantılarının yapıldığı komşu ülkelerle şimdi küs durumdayız. ‘Vizesiz dönem’ desteklendiği ölçüde, şimdiki ‘tartışmalı’ dönem ve sebep olanlar da eleştirilmeli.
Son dönemde Suriye sınırına yüksekliği 4 metreyi bulun duvar inşa ediliyor. Hatırlanacağı üzere, Türkiye-Suriye sınırı 800 kilometre uzunluğunda. Bu sınırın kontrolünün çok zor olduğu da belli. Ancak duvar örülmesi uzun dönem için isabetli bir tercih gibi durmuyor. Bütün dünyada ‘duvar’lar yıkılırken Türkiye’nin sınıra duvar örmek mecburiyetinde kalması her halde iyi tahlil edilmelidir.