Yirmi milyona yaklaşan öğrencisi, bir milyonun üzerinde öğretmeni olan bir ülkenin eğitimi konuşmaması, tartışmaması ve daha da iyileştirmemesi düşünülemez.
Türkiye de bu meseleyi konuşuyor, tartışıyor ama doğru teşhis koyup doğru tedavi uyguladığı pek söylenemez.
En başta şunu ifade edelim ki Türkiye’yi idare edenler de eğitim ve kültür noktasında iyi durumda olmadığımızı ara sıra ifade ediyorlar.
Geçen yılın sonlarında düzenlenen “Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni”nde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle demişti: “Sadece iki alanda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamamış olmaktan dolayı fevkalâde üzgünüm, bunlardan biri eğitimdir, diğeri kültür sanattır. Önümüzdeki dönem bu iki alanı önceliklerimizin en başına çıkarmak mecburiyetinde olduğumuza inanıyorum. Eğitimle kalıcı hâle getirilmemiş, kültür sanatla tahkim edilmemiş bir kalkınmanın bizi götüreceği yer zevksizliktir, sevgisizliktir, karanlıktır. Nitekim bunun sancılarını her alanda yaşıyoruz.” (AA 28 Aralık 2016)