Ülkemizde ve İslam dünyasında haklı olarak Ramazan Bayramı
sevinci yaşanıyor.
Gerçi bu sevince gölge düşüren hususlar da var. En başta bayramın
başlangıç günü üzerinde ittifak edilememiş olması bir eksiklik.
Aynı zamanda bazı İslam ülkelerinin eşi görülmemiş insanlık
dramıyla karşı karşıya olması da başka bir üzüntü kaynağı.
İslam ülkeleri arasında takvim birliğinin temin edilememiş olması hakikaten üzücü. Geçmiş yıllarda olduğu gibi yakınlarda da bu hususta birlik temin edilmesi için toplantılar yapıldı ve hatta ittifakın sağlandığı açıklandı. Bu açıklamaya rağmen farklı günlerin bayram olarak ilan edilmesini anlamak zor.
Geçen aylarda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul’da toplanan, İslam ülkeleri ve bütün dünya Müslümanları için büyük önem arz eden ‘Uluslararası Hicri Takvim Birliği Kongresi’nden tek takvim uygulansın kararı çıktığı ilan edilmişti. İlgili haberde şu bilgi var: “Aralarında Türkiye, Suudi Arabistan, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Katar, Fas, Mısır ve Ürdün’ün de bulunduğu 50’ye yakın ülkeden ilim adamları, astronomlar ve karar merciinde bulunan yetkililerin katıldığı kongrede, üç gün boyunca takvim birliği konusu alanında uzman kişiler tarafından enine boyuna tartışıldı. Kongrenin kapanış oturumunda katılımcılar, İslam dünyasında takvim uygulaması konusunda oy kullandı. Bütün katılımcıların oy kullandığı kongrede ‘Tekli Takvim’, ‘Çiftli Takvim’, ‘Kararsız’ seçenekleri yer aldı. Oylamanın ardından büyük çoğunlukla ‘Tekli Takvim’in uygulanması yönünde karar çıktı.” (www.sabah.com.tr, 30 Mayıs 2016)
Üstelik bu neticeye ulaşmak için 3 yıl süren çalışmalar yapılmış. Alınan kararın mürekkebi kurumadan fiilen yok sayılması çelişki değil mi?
Elbette İslam dünyasın tek derdi ‘takvim birliğini sağlayamamış olmak’ değil. Asıl dert, yüzbinlerce insanın savaşlar sebebiyle ölmesi ve milyonlarca kişinin de evini terk etmek durumunda kalmasıdır.
Uluslararası Kızıl Haç Komitesi Başkanı Peter Maurer, “Suriye ve Irak’ta yüzbinlerce insan öldü, milyonlar yurtlarından kaçmak zorunda kaldı. Suriye ve Irak içindeki göçmenlerin sayısının 10 milyon olduğu tahmin