Sevinmemiz gereken bir haber duyuruldu, ama uygulamayı görmeden
erken sevinmek de istemiyoruz.
Buna göre eğitim sisteminde daha çok öğrencilerin üniversiteye
giriş imtihanlarını etkileyecek değişiklikler yapılmış.
İyi yönde atılmış ve atılacak her adımı desteklemek ve alkışlamak icap eder. Ancak eğitimin özünde, okutulan kitapların muhtevasında ciddî ve kalıcı bir değişiklik yapmadan sevinmek erken olur. Ayrıca yapılmış ve yapılacak değişikliğin üniversite giriş imtihanlarıyla sınırlı olması ya da lise ders kitaplarındaki müfredatla, muhtevayla sınırlı kalması da hayra alâmet değil.
Büyük çoğunluğun üzerinde ittifak ettiği bir mesele var: Türkiye’deki eğitim sistemi çok sık değişmekle birlikte temel ve kalıcı değişiklikler yapılamıyor. Son 20 yıl göz önüne alınırsa önce mecburi/kesintisiz eğitim 8 yıla çıktı. Ardından 11 yıl mecburi eğitim getirildi. Okulların adları, okutulan dersler, liselere geçiş ve üniversite imtihanlarında da ciddî değişiklikler yapıldı. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok değişiklik yapılmış bir sistemden yine de büyük çoğunluk memnun değil. Çünkü değişiklikler şekilden ibaret kalıyor. Okulların ismi değişmekle birlikte okutulan kitapların muhtevası pek değişmiyor.