Ülkeler arasındaki ilişkilerin ‘menfaat’e dayandığı herkesin
bildiği bir konu. ‘Menfaat’ değil de, ‘hak, hukuk ve adalet’ adına
hareket edilmiş olsa; şahit olduğumuz pek çok yanlış sona ermiş
olabilirdi.
Dünyanın başındaki musîbetler arasında yer alan yolsuzluk, açlık ve
sefaletler de bu sebeple devam etmiyor mu? Mevcut haliyle dünyamız;
7 değil, belki de 17 milyar insanın yaşamasına müsait. Fakat
adaletli bir paylaşma olmadığı için bir yanda insanlar ‘çok yemek’
sebebiyle hasta oluyor, öte yanda ekmek ve su bulamamak ölüm sebebi
oluyor. Problemin temelinde her şeye menfaat penceresinden bakmak
yatmıyor mu?
Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu taslağı da ‘menfaat’ penceresinden bakmanın çıkış yolu olmadığını hatırlatıyor. Rapor taslağında Türkiye’deki temel hak ve özgürlükler alanındaki reform sürecinin gerilediğine dikkat çekilmiş. Raporda ayrıca, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye raporunu seçim sonrasına ertelemesi için “hatalı bir karardı” ifadeleri de yer almış.
Basın toplantısında taslak raporu açıklayan Hollandalı AP milletvekili ve Türkiye raportörü Katı Piri, Avrupa Birliği’ne bu yönde tenkitler yöneltip, “Avrupa Birliği sadece mülteci krizinin çözümüyle ilgileniyor. Bu raporda Türkiye’de olup bitenleri görmezden gelemeyeceğimizi işaret etmek istedim” demiş. Piri, geçtiğimiz yıl Türkiye’deki herhangi bir reformun kaydedilmediğini de belirtirken, ifade özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi temel haklar alanında geriye bile gidildiğini de hatırlatmış.
Raporda, Avrupa Birliği’ni muhatap alan eleştiriler de dikkat çekici. Türkiye ya da Ortadoğu söz konusu olduğunda sadece mültecilerle ilgilenmesi AB’nin de hadiselere ‘menfaat penceresi’nden baktığını akla getirir. Mülteciler, Suriye’den yola çıkıp ölümü de göze alarak Avrupa Birliği üyesi ülkelere doğru harekete geçmeseydi bu mesele Avrupa’yı idare edenlerin gündemine gelebilir miydi?
Dünyanın gündemini meşgul eden Suriye meselesine, işin en başında ‘menfaat penceresi’nden bakılmamış olsaydı bu kadar kan ve gözyaşı akar mıydı? Aynı şekilde Irak, Afganistan ve Libya bu hallere düşer miydi?
Avrupa Parlamentosunun hazırladığı taslak rapor, başta AB yöneticileri olmak üzere bütün dünya idarecilerinin uyanmasına vesile olmalı. Artık hadiselere menfaat penceresinden bakmayı bir kenara bırakmalı ve hak, hukuk ve adalet penceresi tercih edilmeli. Dünya bu gerçeğin farkına varırsa bundan sonra ne Suriye, ne Irak, ne Libya, ne de yeni Afganistan hadiselere yaşanmaz.