20 Temmuz 2016 Çarşamba günü yapılan Millî Güvenlik Kurulu
toplantısı ve sonrasında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulunda alınan
karar gereği Türkiye’de 3 ay süreyle OHAL (Olağanüstü Hal) ilân
edildi.
OHAL ve sıkıyönetim anayasada yeri olan bir idare şekli olmakla
birlikte arzu edilen bir hal değildir. Bazıları bunu demokrasi ve
hukuk yolunda atılan müsbet bir adım gibi anlayıp anlatmaya
çalışıyor. Zaten adı üstünde: Olağanüstü hal. Bu yönetim şekli ülke
ve millet için iyi ve faydalı olmuş olsa sürekli o yönetim şekliyle
idare edilmesi istenirdi. Tam aksine Güneydoğu’daki terör sebebiyle
uzun yıllar devam eden sıkıyönetim ve OHAL uygulamasının bir an
önce sona ermesi için herkes gayret sarf etti. Hatta Güneydoğu’da
var olan OHAL uygulamasının sona ermesi demokrasi yolunda atılan
önemli bir adım olarak görüldü.
Mesele şudur: OHAL’in arzu edilen bir yönetim şekli olmadığı bilinmeli. Hadiseyi böyle bilmek ve millete böyle anlatmakta fayda var. Yoksa OHAL’in çok iyi bir yönetim şekli olduğunu ilân etmek kişinin kendisini yanıltması anlamına gelir.