Faruk Çakır Yeni Asya Gazetesi

Her parka iki mescid!

Çiçekler ve kuşlar, baharın geldiğini haber veriyor.Ancak İstanbul gibi büyük şehirlerde baharın gelişini hissetmek bile zor. Kuleler ve beton yığınları arasında çiçeğe ve kuşa rastlamak...

08 Nisan 2016 | 90 okunma

Çiçekler ve kuşlar, baharın geldiğini haber veriyor.
Ancak İstanbul gibi büyük şehirlerde baharın gelişini hissetmek bile zor. Kuleler ve beton yığınları arasında çiçeğe ve kuşa rastlamak imkânsız gibi.

Tabiî ki İstanbul sadece kulelerden ve yoğun trafikten ibaret değil. Teneffüs ve tefekkür edilebilecek mekânlar da var. Bunlardan biri de Emirgân Korusu ya da parkı. Emirgân Korusu; Sarıyer ilçe sınırları içinde ve boğaz kıyısında, yaklaşık 50 hektarlık bir alanda yer alıyor. Bu koru, her zaman gezilebilecek bir mekân. Ancak Nisan ayı boyunca devam eden “Lâle Festivali” gezi için belki de en uygun zaman.

Önceki gün bir vesile ile Emirgân Korusundaydık. Park, baştanbaşa lâlelerle donatılmış. “Maşallah, Allah-u Ekber”lerle parkı gezdik. Hafta içi olmasına rağmen park büyük ölçüde doluydu. Okullardan ve değişik il ve ilçelerden gelen ziyaretçiler vardı. Yabancı turistlerin varlığı da dikkat çekiyordu. Bu vesileyle parkın tertip ve düzenine emek verenleri tebrik etmek lâzım ve ediyoruz.

Lâle, kısa ömürlü bir bitki. “Bir aylık ‘göz festivali’ için bu kadar masraf yapmaya değer mi?” konusu ayrıca tartışılabilir. Ancak lâle bahçelerinin ilgi gördüğü ve yabancı ziyaretçileri cezbettiği de bir vakıa.

Emirgân Korusu ve parkı çok iyi de, İstanbul gibi büyük bir şehre bir iki park yeterli mi? Keşke bu parkın benzerleri her ilçede olsa. Nasıl ki İstanbul’da yaşadığı halde ömürde değilse bile yılda bir defa olsun denizi ve boğazın güzelliklerini görmeyenler oluyor, aynı şekilde Emirgân Korusunu göremeyenler de vardır. İstanbul’un trafik şartlarında buralara gitmek çok kolay değil. Aynı büyüklükte olmasa bile, o parkların küçük örnekleri her ilçede, her mahallede bir ihtiyaç değil mi? Var olan parkların yeterli olduğu söylenebilir mi? Başka işler için bulunabilen paralar ve imkânlar, ‘teneffüs ve tefekkür’ parkları için bulunamaz mı?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma