Dünyanın huzur ve mutluluğu için barışın asıl olması gerektiği,
savaşların ise mümkün mertebe uzak durulması icâb eden bir hâl
olduğunu her fırsatta hatırlamak lâzım.
İnsanlığı ve dünyayı ateşe atmak isteyen ifsâd şebekelerinin
değişik ülke ve beldelerde savaşları teşvik ettiği her hâlde inkâr
edilemez. Çünkü onlar için savaş, daha çok silâh satmak ve para
kazanmak anlamına gelir.
İfsâd şebekelerinin, bu menhus niyetlerini hayata geçirmek için kullandıkları metodlardan biri de farklı din ve inançlara mensup insanların arasında kin ve düşmanlık yaymaktır. Bu şebekeler bir ülkede cami kundaklarken, başka bir ülkede kilise bombalayabilirler. Onlar için kavga ve kargaşanın devam etmesi önemlidir. Huzur, sükûn ve barıştan hazzetmezler.
Geçen günlerde Mısır’ın İskenderiye ve Tanta şehirlerinde iki kiliseye düzenlenen bombalı saldırılarda 43 kişi ölmüş, 119 kişi de yaralanmıştı. Tabiî ki kiliseye bir saldırı düzenlendiğinde ilk kimlerin akla geleceği bellidir. Aynı şekilde bir camiye bomba atılsa ilk şüpheli kim olur? İşte ‘ifsâd şebekeleri’ de bunu akla getirip Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında bir kavga ve kargaşa çıkarmak isterler. Şebekeler Mısır’da bunu yapar, Hindistan’da başka bir tuzak kurar. Maalesef onların maksadı insanlar arasında kavga çıkması ve kargaşanın devam etmesi. Onlar için kavga, para kazanmak anlamına geliyor.