Yıllardan beri devam eden bir insanlık trajedisi var ve bunu
önleme imkânı olanlar seyirci kalmayı tercih etmiş.
Dünya, zengin ülkeler için ilerleme asrını yaşarken, fakir ülkeler
sıkıntılarla boğuşuyor. Düşünelim ki, 2015 yılında bazı ülkelerde
yaşayan insanlar hükmen ve hukuken ‘vatansız’ kabul ediliyorlar.
Myanmar’ın Arakan eyaletinde (Rakhine) yaşayan ve Müslüman olan bu
insanların bir ‘nüfus kâğıdı’ bile yok.
Daha iyi şartlarda yaşamak için başka ülkelere göç etmek isteyen bu insanlar, insan tacirlerinin elinde iyice mağdur olmuş vaziyette. Yakın zamanda binlerce insan deniz ortasında ölüme terk edilmişti. Birleşmiş Milletler, neredeyse günaşırı yaptığı açıklamalarla denizde ölüme terk edilmiş mülteci sayısını ilan ediyor. Açıklanan son rakamlardan birinde, deniz ortasında kurtarılmayı bekleyen insan sayısının 2 bin olduğu ifade edilmişti. Ve maalesef, deniz ortasında ölüme terk edilenlerin çoğu da Müslüman... Bu tablo, İslam dünyasının uyanması için bir vesile olmalı değil midir? Bazı İslam ülkeleri bu göçmenleri kabul etmezken, Avustralya’da yürüyüş yapan ‘insan’lar, kendi hükümetlerine seslenerek “Göçmenler Avustralya’ya gelsin” anlamında sloganlar atmışlar. İşte insanlık!