Türkiye’nin İsrail ile yaptığı anlaşma ya da uzlaşmaya haklı tepkiler var.
Her ne kadar iktidar cenahı bu uzlaşmayı bir zafer ve başarı olarak sunmaya çalışsa da şimdiye kadar iktidarın her kararına destek veren bazı sivil toplum kuruluşları dahi şimdiki anlaşmaya itiraz ediyor.
Meselâ, “Amerika’nın BM’nin kabul etmediği ablukayı resmî olarak Türkiye ve İsrail kabul etmiş oluyor” denilen İHH açıklamasında, Gazze konusunda da kazanılan bir şeyin olmadığı şöyle ifade edilmiş: “Burası gözden kaçıyor. İsrail Gazze’deki doğalgazı çıkarmayı hedefliyor. Gazze karasularında tesbit edilen doğalgaz yatakları var. Bu, maliyeti çok düşük yataklar. O doğalgazı çıkartıp Avrupa’ya satmak istiyor İsrail. Yani Filistinlilerin malına el koyuyor.”
Mirasımız Derneği de anlaşmaya itiraz ediyor. “Gazze, İsrail’in insafına terk edilmiştir.” denilen açıklamada şöyle denilmiş: “İsrail, Filistin topraklarında işgalcidir, Gazze’yi abluka altında tutarak dünyadan tecrit etmektedir, Müslümanların kutsal beldesi Kudüs’te zorbalıklara imza atmaktadır. (...) İsrail’in nihâî hedefi Kudüs’ü başkent yapmak ve Mescid-i Aksâ’yı yıkmaktır. İsrail’e verilen her taviz, bu işgalci gücün Mescid-i Aksâ üzerindeki emellerine bir adım daha yaklaşması anlamına gelir. (...) Bu haliyle kabul edilemez olan anlaşma, Gazze ablukasının Türkiye eliyle resmîleştirilmesi anlamına da gelmekle birlikte uzun vadede de Türkiye’nin aleyhine sonuçlar doğuracağı ortadadır.”