Dış politikada sürprizler yaşanıyor.
İddiaya göre İsrail ile Türkiye’nin arasındaki buzlar çözülüp,
yeniden ‘dostluk’ kurulacakmış. İsrail Dışişleri Direktörü Dore
Gold, ülkesinin Türkiye ile ilişkilerini değerlendirirken, “Çok
uzak olmayan bir tarihte ilişkilerin yeniden kurulacağı konusunda
umutluyum” demiş.
Jerusalem Post gazetesindeki haberde, İsrail Dışişleri Direktörü Dore Gold ile (dönemin) Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı (yeni bakan) Feridun Sinirlioğlu’nun geçen Haziran ayında Roma’da görüşmesi de hatırlatılmış. (Sabah, 30 Ağustos 2015)
Bu tartışmalar sürerken, İsrail’den gelen bir haber çok daha dikkatli olmamız icap ettiğini hatırlattı. Haberde, bir İsrail askerinin Filistinli bir çocuğu gözaltına almak istemesiyle çıkan ardebe anlatılıyor. Habere göre Ramallah’ın batısındaki Nebi Salih bölgesinde toplanan bir grup Filistinli, kendi topraklarına Yahudi yerleşim birimi inşa edilmesini ve ayrım duvarı/utanç duvarı yapılmasını protesto etmiş. İsrail askerleri ise her zaman ve sıradan olduğu üzere, gerçek ve plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve sis bombası atarak müdahale etmiş. Dünya ajanslarının İsrail askerlerinin Filistinli çocuğa ve ailesine yaptığı müdahaleyi gösteren fotoğraflar haklı olarak büyük tepki toplamış.
İsrail’in şimdiye kadar yaptığı bunca haksızlık ve adaletsizlik ortada iken “hiçbir şey yok”muş gibi davranmak ve ilişkileri düzeltmek niçin? Mavi Marmara hadisesi ve sonrasında yaşananlar ortada. Türkiye’deki mahkemelerin, İsrailli yöneticiler hakkında verdikleri ‘arama, yakalama’ kararları bile uluslar arası kuruluşlara gönderilmedi. Miting alanlarında kullanılan dil ile, gerçek hayatta yaşananların bu kadar çeliştiği başka bir yer olabilir mi?
Prensip olarak sulh ve barış esastır, ama her türlü zulmü doğuştan kendi hakkı kabul eden bir anlayışla uzun süreli dostluk olur mu? Yaptıkları yanlışlardan özür dilemiş olsalar neyse. Türkiye’yi idare edenler bu noktada çok daha dikkatli davranmak durumundadırlar.
İsrailli askerlerin Filistinli çocuğa ve ailesine yaptıkları elbette ilk zulüm değil. Bu görüntüler haklı olarak tepki çekti ve çekmeye de devam eder. Bununla birlikte gerçekleri de görmek durumundayız. Prof. Dr. Sedat Laçiner, twitter hesabından paylaştığı bir mesajında, “Bu arada hatırlatmak isterim, fotoğraftaki asker haftaya Türkiye’ye vizesiz girebilir, o çocuk ise vize almak zorunda” demiş. Evet, bunu nasıl izah edeceğiz? Filistinlilere her türlü zulmü reva gören bir ‘İsrail askeri’ vizesiz olarak Türkiye’ye gelebilecek, ama zulme uğrayan Filistinliler vize almak mecburiyetinde olacak.