Faruk Çakır Yeni Asya Gazetesi

Kötü alışkanlıklarla mücadele

Kötü alışkanlıkların her geçen gün daha fazla kişiyi esir aldığını uzmanlar hatırlatıyor. O halde sonraki günlerde dizimizi dövmemek için bugünden gerekli tedbirleri almak...

25 Şubat 2018 | 106 okunma

Kötü alışkanlıkların her geçen gün daha fazla kişiyi esir aldığını uzmanlar hatırlatıyor.
O halde sonraki günlerde dizimizi dövmemek için bugünden gerekli tedbirleri almak durumundayız.

Ocakları söndüren bu kötü alışkanlıklar en çok çocuklarımızı tehdit ediyor. Sokak, okul, çevre ve ‘sanal âlem’deki tehlikeler en başta onları hedef alıyor. Geçmiş yıllarda bu fenalıklara ulaşmak için epey gayret sarf etmek gerekiyordu. Günümüzde ise en büyük tehlikeler, en büyük tuzaklar, en büyük bataklıklar sadece ‘bir tık’ ötemizde bekliyor.

Adana’da İçişleri Bakanlığı’nın desteği ve Valilik himayesinde “Uyuşturucu Madde ile Mücadelede, Sivil Toplum Kuruluşlarının Eğitimi Toplantısı” düzenlenmiş ve bu büyük tehlikeye dikkat çekilmiş. Yeri gelmişken şu kısa hatırlatmayı yapmak gerekiyor: Bu kötülükleri, bu fenalıkları isimlendirirken de dikkatli olmak icap eder. Bu konularla meşgul olan bir uzman, ‘uyuşturucu’ tabirini, isimlendirmesini uygun görmemiş ve bunlara ‘öldürücü’ denilmesini teklif etmişti. “Uyuşturucu” tabiri yerine “öldürücü” şeklindeki isimlendirme her halde çok daha isabetli olur. Her ne ise...

Adana’daki toplantıda konuşan TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Necdet Ünüvar şöyle demiş: “Bağımlılık bence bir madde veya nesnesinin kişiyi esir etmesidir. Bağımlılık dediğimiz zaman eskiden sadece aklımıza uyuşturucu gelirdi, ama şimdi çok farklı bağımlılık türleri var. Tütün de  alkol de bağımlılıktır bunun dışında teknoloji, internet bağımlılığı, kumar, alış veriş bağımlılığı var. Bu bağlanma ihtiyacını ihtiraslarını karşılayamadığı noktaya taşınırsa karşımıza bağımlılık olarak çıkıyor. Bunların içerisinde de toplumu en tedirgin eden uyuşturucu bağımlılığı.” (AA, 19 Şubat 2018)

Ünüvar’ın verdiği bir bilgi daha var ki sevinmek mi lâzım üzülmek mi belli değil: “Türkiye 2006’dan beri Avrupa Birliği ülkelerinin toplamından daha fazla uyuşturucu yakalıyor. Hatta son 4 yıldır toplamının iki katından daha fazla uyuşturucu yakalıyor.”

Türkiye’nin “öldürücü maddeler”in geçiş güzergâhında olması sürekli uyanık olmak gerektiğini gösteriyor. Bu zararlı maddelerden kilolarca ya da tonlarca yakalanması emniyet kuvvetlerinin başarısı olarak görülebilir, ama aynı zamanda tehlikenin çok yakınımızda olduğunu da hatırlatır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma