Her seçim döneminin kendine has özellikleri, gündemleri olur. Bu seçim dönemi, önceki seçimlerden çok daha farklı bir propaganda atmosferine şahit olduk.
Diğer seçimler gibi parti liderleri yine meydanlara çıktı, onlarca belki de yüzlerce vaadlerde bulundu. Bu vaadlerin bir kısmı yerine getirilecek, büyük bir kısmı da bir sonraki seçim dönemine kadar unutulacak.
Liderlerin konuşmalarında en çok dikkat çeken ve bir o kadar da itiraz gören nokta, birbirlerine ağır sözler sarfetmiş olmalarıdır. Kavgada dahi söylenmeyen sözler, maalesef miting meydanlarında sarf ediliyor. Bu hal, en başta siyaset ve siyasetçiye zarar veriyor, ama farkında değiller.
Dini konuların seçim meydanlarında istismar edilmesi de bu seçim döneminin başka bir yanlışıdır. Liderler hata yapınca, onlara bakıp hareket edenler de iyice ölçüyü kaçırıyor. Her hangi bir partiye oy verme ya da vermeme meselesini Müslüman olup olmama ile ölçmeye kalkanlar çıkıyor. Elbette bu tartışmalar da yeni değil. Şekil değiştirerek devam eden bir siyasi anlayış, yıllar önce de “Ya bizdensiniz, ya da patates dinindensiniz” ya da “Bir biz varız, bir de diğerleri. Biz en iyisiyiz, diğerlerinin tamamı kötü” diyerek oy talep ederdi. O anlayışın bilhassa mütedeyyin insanlara büyük zarar verdiğini geçmiş yıllarda gördük.