Ülkemiz, eline geçen bazı imkân ve fırsatları maalesef değerlendiremedi.
İslâm dünyası başta olmak üzere pek çok ülkeye model olabilirdi. Bundan sonra olabilir mi? ‘Model ülke’ olmanın gereği yerine getirilse yine de mümkündür, ama idarecilerde öyle bir niyet ne yazık ki şu an için görünmüyor. Türkiye, ‘fırsatların depo edilemeyeceğini’ bilemedi, bilemedik.
Nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkeler, çeşitli sebeplerle hem maddî hem de manevî problemler yaşıyor. Üstad Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Asya münafıkları ile Avrupa’nın dessas zalimleri”, Müslümanların elindekini ya çalıyor, ya da gasp ediyor. [Tam metin şöyledir: “Hem görmüyor musun ki, zarurî kuttan ziyade Müslümanların elinde bırakılmıyor? Ya Avrupa kâfir zalimleri veya Asya münafıkları, desiseleriyle ya çalar veya gasp ediyor.” Lem’alar, s. 126]
Türkiye, ancak iyi işleyen bir sistem ile, hak, hukuk ve adaleti tesis ederek İslâm dünyasına, Ortadoğu’ya ve komşularına model olabilir. Çünkü İslâm dünyasının hak, hukuk ve adaletin tesis edildiği bir sisteme ihtiyacı var. Bu ülkeler elbette zenginliğe de muhtaç, ama birinci öncelik o değil. Suudi Arabistan benzeri zengin İslâm ülkeleri bile komşularına ‘model’ olamıyorsa, dert başka yerde demektir.