Bazı hadiseler vardır ki, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini ya da adil olanla zalim olanı ortaya çıkarır.
Dünya ülkeleri ve idarecileri için mülteciler de böyle bir vazife yapmış oldu. Normal zamanlarda ‘insan sevgisi’yle dolup taştığını ilân edenler, kapılarına mülteciler dayandığında çok farklı bir tavır ortaya koydular. Gerçi ülkeleri ve insanları böyle davranmaya sevk eden tuzakların kurulduğunu da görmek durumundayız.
Suriye’deki iç savaş neticesi ülkelerini terk edip ölümü göze alarak Avrupa’ya doğru yolan çıkan mülteciler, bu bakımdan ‘turnusol kâğıdı’ gibi oldu. Bilindiği üzere turnusol kâğıdı kimyada kullanılan ayıraçlardan bir tanesidir. Bu kâğıt, çözeltilerdeki ‘asit’ ve ‘baz’ları fark etmekte kullanılır. Turnusol kâğıdı asitle temas ettiğinde kırmızı, bazla temas ettiğinde ise mavi renk verir.
İşte, Suriye başta olmak üzere iç savaş yaşanan ülkelerden kaçarak zengin Batı ülkelerine gitmeye çalışan mülteciler, ‘insan, insan, insan’ diyenler için tam bir ‘turnusol kâğıdı’ oldu. Bir kısmı gelen mültecilere kucak açma kararında sebat ederek gerçekten ‘insan’ demeyi sürdürdü. Dünün kahramanlarından bazıları ise mültecilere ‘insan’ muamelesi yapmaktan vazgeçti. Bu durum, kıyamete kadar devam edecek bir mücadelenin farklı bir tablosu olarak da görülebilir.