Ülkemizde büyük tartışmalar yaşanıyor, ama bu tartışmalar temel meselelerle ilgili değil. Bir bakıma ‘havanda su’ dövüyoruz. Dertlerimizi sıralayıp, ona göre çareler aramamız icap etmez mi? Çocuklarımız, gençlerimiz ve onları doğrudan etkileyen eğitim meselelerini gerektiği kadar tartışabiliyor muyuz? Bazı ülkelerin nüfusu kadar öğrencimiz var diye övünmek yeter mi? Şartlar ve ihtiyaçlar değiştiğine göre, eğitim sistemi de bu değişikliklere ayak uydurmak durumunda. Milyonlarca genç işsizlik sebebiyle kıvranırken, sanayi tesislerinin ‘kalifiye eleman / yetişmiş insan’ araması ciddî bir çelişki ve sistem hatası değil mi? Uzmanlar, önümüzdeki yıllarda daha fazla ‘teknik eleman’ ihtiyacı ortaya çıkacağını ifade ediyorlar. Ülkemiz bu duruma gerekli hazırlığı yapabilmiş midir? Meselâ, Yazılım Sanayicileri Derneği (YASAD) Başkanı Doğan Ufuk Güneş, şu ikazı yapma ihtiyacı hissetmiş: “Korkarım yazılım konusundaki dönüşümü hızla yapamazsak bizim çocuklarımız gelecekte Antalya’ya gelen turistlere hizmet etmenin ötesine geçemeyecek.”