Bir bütün olarak adalet sisteminden herkes şikâyetçi. En başta
kanunların adil olup olmadığı tartışılıyor.
İkincisi, adalet hızla tecelli etmiyor. Üç beş yıl değil, yirmi
yıl; hatta daha fazla devam eden dâvâlar oluyor. Mevcut halden
memnun olana rastlamak mümkün değil. Siyasetçi de, hukukçu da,
vatandaş da daha iyi işleyen bir adalet sistemi arzuluyor.
Zaten sıkıntılı olan adalet sistemi ilân edilen Olağanüstü Hal sebebiyle daha da problemli hale geldi. OHAL dönemi mahiyeti itibarıyla ‘normal olmayan bir dönem’dir. Bazı işler kanunlarla değil, kanun hükmünde kabul edilen hükümet kararnameleri ile yapılır. Kanun çıkarmak için TBMM’nin belli kurallara uygun olarak çalışması icap ederken, kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarmak için böyle bir mecburiyet yok. İlk bakıldığında ‘işler hızla ilerliyor’ intibaı verse de uzun dönemde bu halde kalmak hem millet hem de devlet için faydalı değildir. Zaten faydalı olmuş olsa ömür boyu OHAL’in devam etmesi istenirdi.
Demokrasinin tam olarak işlediği hallerde de, olağanüstü hallerde de hiç ihmal edilmemesi gereken şey adalet sistemidir. Adalet sisteminin iyi işlemediği haller OHAL dahi olmasa iyi hal değildir.