Faruk Çakır Yeni Asya Gazetesi

Öğretmensiz eğitim olur mu?

Eğitimi her gün konuşsak, daha iyi olması için çareler arasak yeridir. Öğretmensiz ve muallimsiz de eğitim olmayacağına göre öğretmenlerin el üstünde tutulması icap eder. Bu da ancak ‘sıfır...

12 Ocak 2016 | 156 okunma

Eğitimi her gün konuşsak, daha iyi olması için çareler arasak yeridir. Öğretmensiz ve muallimsiz de eğitim olmayacağına göre öğretmenlerin el üstünde tutulması icap eder.

Bu da ancak ‘sıfır öğretmen açığı’ ve öğretmenlerin en iyi şekilde yetiştirilmesi ile mümkün olur.

Eğitim sendikalarından yapılan açıklamalara göre Milli Eğitim Bakanlığı, 11 Kasım 2015 tarihinde norm güncellemelerini tamamlamış ve iller bazında öğretmen ihtiyacının ortaya koymuş. Buna göre toplam 91.142 öğretmen açığı varmış. Yine norm kadro güncellemesine göre; 100.481 idareci norm kadrosuna karşılık 69.716 idareci bulunuyormuş. 6431 okul müdürü, 808 müdür başyardımcısı ve 23.526 müdür yardımcısı olmak üzere toplam 30.765 idareciye ihtiyaç olduğu tesbit edilmiş. Bu rakamlar da bir araya geldiğinde Milli Eğitim Bakanlığının norm kadro açığının ancak 121.907 öğretmen tayini ile kapanmasının mümkün olduğu anlaşılıyor. Ayrıca, 2016’dan itibaren bir yıl içinde tahminen 15 ya da 20 bin öğretmenin emekliye ayrılması da mümkünmüş.

Böyle bir tablo önümüzde dudurken kaliteli eğitimden bahsedebilir miyiz? Elbette 80 ya da 90 bin öğretmenin bir anda, bir yılda tayin edilmesi mümkün değil. Fakat, öğretmen olmadan eğitim sistemini işletmek de imkân haricinde. O halde, Türkiye ne edip etmeli ve eğitim sistemini takviye etmelidir.

Türkiye’yi idare edenler ya açıklanan bu rakamların abartılı olduğunu ifade ve ilan etsin; ya da gereğini yapsın, ihtiyacı karşılayacak sayıda öğretmen tayin edilsin. Tabii ki bir yılı değil, yüz yılı düşünmek lazım. Eğer eğitim kadrosu yetiştirilme noktasında fazlalık, plansızlık varsa o da en başta halledilsin. Yani, ihtiyaçtan fazla öğretmen yetiştiriliyor ve bunlar tayin edilemiyorsa o da ayrı bir derttir. Her meselede olduğu gibi bu meselede de planlama ve programlama çok önemli. Yıllar önce kurulan sistem bugünkü ihtiyaçlara karşılık vermiyorsa tamir etmek lazım. Yanlışlar karşısında, “Böyle gelmiş, böyle gitsin” diyebilir miyiz? Keşke gitse... Mevcut eğitim sisteminin gitmediğini hepimiz biliyor ve görüyoruz. Hangi öğrenci, hangi öğretmen, hangi veli, hangi yönetici mevcut eğitim sisteminden memnun? Başkasını bilemem, ama bir veli olarak mevcut eğitim sisteminden memun olmadığımı ifade etmek isterim. “Kim dinler” mi dediniz? Hiç kimse de dinlemese bunu böyle bilir ve böyle ifade etmek isterim.

Hiç birimiz “Eğitim sisteminin nasıl olacağı yeniden keşfedilsin” demiyor. Dünyada iyi örnekler var ve bunlardan haberimiz varsa, onlardan istifade etmek mümkün değil mi? Mesela, Finlandiya önümüzde iyi bir örnek olarak duruyor. Elbette başka güzel örnekler de var. Birinden ya da tehsinden güzel uygulamaları kendimize örnek alabiliriz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma