Bazı ülkelerin nüfusu kadar öğrencinin okula gittiği ülkemizde, eğitim ve onunla ilgili meseleler her zaman birinci gündem maddesi olmaya lâyıktır.
Eğitimin sıkıntıları bilinse de, çare ve çözüm noktasında gerekli çalışmaların yapıldığını söyleyemeyiz. İdarecilerimiz okullar açılırken ve kapanırken güzel sözler sarfeder, sonra bu vaadler ekseriyetle unutulur. Üzücü, ama eğitim sisteminde yaşadığımız gerçek budur.
Eğitim meselesi gündeme geldiği her defasında, asıl meselenin okul, bina ve sıra olmadığını hatırlatmaya çalışırız. Bunlar da önemli olmakla beraber, önemli olan; eğitimdeki kalite, kitapların muhtevası ve mezun olan öğrencilerin hayata bakış tarzıdır. Lise ya da üniversiteden mezun oldukları halde ‘elif’i görünce ‘mertek’ diyenler olduğu müddetçe, eğitim sisteminin düzgün işlediğini söyleyemeyiz.
Eğitim sistemindeki problemlerden biri de ‘ev ödevleri’ meselesidir. “Okullar tatil olsun, bu meseleyi sonra konuşuruz” dememek lâzım. Bugün, okullar tatil olmuşken bu konu konuşulmazsa, önümüzdeki eğitim yılında da konuşulmaz. İspanya’dan gelen bir haber, benzer problemlerin orada da yaşandığını hatırlattı. Habere göre, İspanya’da bir anne, çocuklara verilen yüklü ev ödevlerine karşı savaş açmış. Üç çocuk annesi Eva Bailen’in, 10 yaşındaki oğlunun üç saatlik ödevinden yola çıkarak açtığı online imza kampanyası sosyal medyada büyük ilgi görmüş. 8, 10 ve 12 yaşlarında üç çocuk annesi Eva Bailen’e, (öğretmenleri) ödevini bitirmezse, oğluna ertesi gün okulda oyun oynama izni verilmediğini söylemişler. Bunun üzerine bir imza kampanyası sitesi açan Bailen, hükümetten ev ödevlerine bir düzenleme getirmesini istemiş. Bu talep sosyal medyada binlerce kişiden destek almış.