Hayatını gençliğin imanını kurtarmaya, dolayısı ile hem dünya
hem de ahiret huzuru için adayan büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said
Nursî Hazretlerini tanımayanlar ona düşmanlık etmeye devam
ediyor.
Onun ifadesiyle, “İnsan bilmediği ve yetişemediği şeye düşmandır.”
Dolayısıyla bu düşmanlığa imza atanların onu bilmediğine hükmetmek
gerekir.
Neymiş, efendim bir orta okuldaki öğretmen okuldaki “Din Kültürü Atölyesi”nde “ahiret inancı ile ilgili edebî metin ezberleme çalışması” yapmış ve eğitim amaçlı hazırlanan bu video (haberlere göre) Millî Eğitim Bakanlığı www.eba.gov.tr sitesinde yayınlanmış. Bahsedilen videoyu www.dinkulturuatolyesi.com adresinde izledik/dinledik, ancak www.eba.gov.tr’de bulamadık.
Peki, Bediüzzaman Said Nursî’’yi ve Risale-i Nur eserlerini bilmeyenleri kızdıran videoda ne var? 9 öğrenci bir araya gelmiş ve Risale-i Nur eserlerinden Mektubat’da yer alan bir bölümü seslendirmişler. “On Altıncı Mektup”ta yer alan ve bazılarının itiraz edip Bediüzzaman’a iftira atmaya çalıştığı bölüm şöyle: “Dünya madem fânidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır. Hem madem dünya sahipsiz değil. Hem madem şu misafirhane-i dünyanın gayet Hakîm ve Kerîm bir müdebbiri var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalık cezasız kalmayacaktır. Hem madem (“Allah kimseye gücünden fazlasını yüklemez.” Bakara Sûresi, 2:286) sırrınca teklif-i mâlâyutak yoktur. Hem madem zararsız yol, zararlı yola müreccahtır. Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır. Elbette, en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü telef etmesin, kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin. (Mektubat, On Altıncı Mektup, s. 118)