Faruk Çakır Yeni Asya Gazetesi

Risale-i Nur’un farkı

Değişik değerlendirme yapanlar olabilir, ama Risale-i Nur’un orijinal ve farklı bir Kur’ân tefsiri olduğunu okuyan herkes görür. Çok önemli bir gerçek de, Risale-i Nur’u telif eden...

23 Mart 2016 | 363 okunma

Değişik değerlendirme yapanlar olabilir, ama Risale-i Nur’un orijinal ve farklı bir Kur’ân tefsiri olduğunu okuyan herkes görür. Çok önemli bir gerçek de, Risale-i Nur’u telif eden Üstad Bediüzzaman’ın kendisini bu eserlerin ‘talebesi’ olarak görmesidir. Yazdığı eseri ömrünün sonuna kadar düzenli olarak okuyan başka bir müellif var mıdır?  23 Mart, Üstad Bediüzzaman Said Nursî’nin ebedî âleme göçtüğü tarihdir. Bu vesile ile Bediüzzaman’ı rahmet ve minnetle yad ediyoruz. Üstad Bediüzzaman belki de en büyük derslerinden birini, 23 Mart 1960’da Urfa’da vefat ettiği otelin odasında vermiş oldu. Günümüzün en çetin imtihanlarından biri de ‘dünya malı ve dünya mülkü’ üzerinden yaşanıyor. Bediüzzaman vefat ettiğinde geride maddî servet bırakmadı, ama milyonların imanını kurtarmaya vesile olan büyük bir eser Külliyatı bıraktı.   Risale-i Nur’un başka eserlerden farklı yönleri pek çoktur. Meselâ, başka eserlerde rastlanmayan bir tesbit, bir teşhis de “doğru İslâmiyet ve İslâmiyete lâyık doğruluk” tabiridir. (Tam ifade şöyledir: “Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete lâyık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan [diğer din mensuplarından] fevc fevc dahil olacaklardır.” (Eski Said Dönemi Eserleri, Münâzarât, s. 259.)

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 152 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 128 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 108 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 76 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 117 Okunma