Seçime sayılı günler kala, siyasetçilerin vaatleri de çeşitlendi, renklendi.
Liderlerin dillendirdiği vaatlerin başında ekonomik olanlar en ön sırada yer alıyor. Asgarî ücrete ve emekliye zam en popüler vaat. Öyle ki, daha önce “Türkiye’yi batırır” diye itiraz edilen vaatler, bugün iktidar partisinin de vaatleri arasında yer alıyor.
Türkiye’nin ekonomik sıkıntıları dün de vardı, bugün de var, muhtemelen yarın da olacak. Bu problemlerin çözülmesi de elbette önem arz ediyor. Buna rağmen siyasetçilerden ekonomik vaatlerden ziyade; hak, hukuk, adalet ve hakkaniyet vaatleri duymak isterdik. Nerede kaldı yeni anayasa vaatleri? Nasıl oldu da bu önemli mesele vaatlerin son sırasında ve ‘iş olsun, vaat bulsun’ diye yer alır duruma geldi?
Başbakan, bir seçim konuşmasında şöyle demiş: “(...) Şimdi işiniz, maaşınız var, aşınız var. Ne kaldı? Eş kaldı eş. Biz bu toprakların insanlarının bereketlenmesini istiyoruz, çoğalmasını, ama aynı zamanda iş güç sahibi olmasını da istiyoruz. Eş lâzım dediğinizde önce annenize, babanıza gideceksiniz inşallah onlar size hayırlı bir eş bulacak. Bulamazsa bize başvuracaksınız.”
Elbette bu vaatler üzerine ciddî polemikler yapılabilir. Milyonlarca işsizin bulunduğu bir ülkede, işsizlerin gözüne baka baka; “Şimdi işiniz, maaşınız var, aşınız var” demek ne derece doğru?