Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Önceki seçimlerde olduğu gibi 1 Kasım 2015 Pazar günkü seçimde de millet tercihini ortaya koydu.
Elbette seçim öncesi çok sert tartışmalar yapıldı. Bu tartışmalar cemiyetin bünyesinde derin yaralar açtı. İnşallah açılan bu yaralar kısa sürede tedavi edilir.
İktidara kim gelirse gelsin, Türkiye’nin önünde duran temel problemlere çare aramalıdır. Bunların başında 1982 Anayasasının değiştirilmesi vardır. Her defasında tekrarladığımız üzere bu değişim, eskisini aratmayacak yeni bir anayasa yapmak suretiyle mümkün olur. Yoksa sadece ‘yeni’ bir anayasa yapmış olmak yetmez.
Her ne olursa olsun, ihmal edilmemesi gereken başka bir nokta da Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğunu kararlı adımlarla devam etmesidir. Son yıllarda bu mesele çok ihmal edildi. Daha önce “Devlet politikasıdır” denilen üyelik çalışmaları neredeyse askıya alındı. Elbette bu neticede “İkinci Avrupa anlayışı”nın tesiri vardır, ama Türkiye’yi idare edenlerin kabahatini de görmek lazım.