Çok yakıcı, can alıcı bir terör sarmalına daha girmiş
durumdayız. “Artık ‘şehit haberleri’ gelmesin” diye duâ edilirken,
terör konusunda yeniden yıllar öncesine dönüldü.
Sokağa çıkma yasakları, çatışmalar, hendekler, ölümler gündemi
meşgul ediyor. Ya da alışılmadık hadiseler yaşanmasına rağmen
gündemi dahi meşgul edemiyor.
Türkiye’nin derin yarası olan gelir dağılımındaki adaletsizlik, şehit evleri vesilesiyle bir defa daha gün yüzüne çıkmış oluyor. Maalesef ateş, düştüğü yerleri yakmaya devam ediyor. Türkiye’yi idare edenler “Kanları yerde kalmayacak” demeye devam ediyor, ama değişen bir şey yok. Şehitlerin ailelerinin büyük çoğunluğunun fakir fukara olması nasıl izah edilecek? Diyarbakır merkez Sur ilçesinde şehit olan uzman çavuşun, Ordu’nun Akkuş ilçesindeki baba evi çok şey anlatıyor, ama anlayana. Haberlerde abartma yoksa, ‘yetkililer’ şehit evine 3 saat kar küreyerek ancak gidebilmiş. Şehit evinin hali, cisimleşmiş fukara evi gibi. Duvarlarında sıva bile olmayan bir gecekondu görünümündeki ev, adaletsiz gelir dağılımının abidesi gibi duruyor.