Yeni Asya’nın yıllar önce (1980 öncesi) yayınladığı bir broşürün
adı, “Suriye bu hale nasıl düştü?” şeklindeydi ve çok ilgi
görmüştü.
Hacmi küçük bu broşür, komşumuz Suriye’de yaşanan siyasî
çalkantıları anlatıyor ve başka İslâm ülkelerinin bu hallere
düşmemesi için tavsiyelerde bulunuyordu.
Maalesef, komşumuz son yıllarda öyle feci durumlara düştü ki, “eski hal”leri aranır oldu. Nüfusun neredeyse yarısı çıkan çatışmalardan kendisini koruyabilmek için mülteci durumuna düşmüş durumda.
Sadece Türkiye’ye 3 milyona yakın (belki de aşkın) Suriyeli misafir / mülteci / sığınmacı geldiği düşünülürse işin vahameti daha iyi anlaşılır.
Dünya, “Şam harap olduktan sonra” Suriye krizini çözmeye çalışıyor. “Büyük devletler”in bu gayrette samimî olup olmadığı da ayrıca tartışılır, ama açıklamalara bakılırsa iç savaşın sona erme ihtimali var.
Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun (ISSG), Suriye krizinin çözümü için Cenevre’de düzenlediği toplantıya başkanlık eden BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın danışmanı ve Norveç Mülteci Konseyi Genel Sekreteri Jan Egeland şöyle demiş: “Suriye’de abluka altındaki bölgelere erişim için talebimizi ilettik. Abluka altındaki bölgelere vakit kaybetmeden, derhal girmek istiyoruz. Suriye’de abluka altındaki siviller uzun zamandır yardım bekliyor. Bu sefer onları hayal kırıklığına uğratmayalım.”
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ise “İlgili ülkelerden yetki alındığında, BM ve insanî yardım kuruluşları önümüzdeki günlerde abluka altındaki Suriyeli sivillere yardım ulaştıracak” şeklinde konuşmuş. (AA, 12 Şubat 2016)
Hatırlanacağı üzere, Almanya’nın Münih şehrindeki Suriye görüşmelerinde, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ABD ve Rusya’nın öncülüğünde yapılan Suriye görüşmelerinde, ülkede bir hafta içinde şiddetin durdurulması ve kuşatma altındaki bölgelere hemen insanî yardımların ulaştırılması konularında anlaşmaya varıldığını açıklamıştı.
Daha önce yaşanan hadiseler de gösteriyor ki böyle anlaşmalar bir-iki defa bozulmadan uygulamaya geçmiyor. Bu bakımdan, “anlaştık, savaş sona eriyor” sözleri bugün için hayata geçmese bile yakın zamanda Suriye’de silâhların susması beklenebilir. Bazı uzmanların ifade ettiği üzere, aslında ortada bir ‘Suriye’ kalmamıştır. Ülke fiilen ikiye, hatta üçe bölünmüş durumda. Muhtemelen Suriye’yi bu hale düşürenler, savaşı sona erdirmenin kendi menfaatlerine uygun olduğunu da düşünüyorlar.