Kim tarafından yapılırsa yapılsın, Suriye’nin içerisine
sürüklendiği durum, şehirlerinin yıllardan beri bombalanması,
milletin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmesi
kabul edilemez büyük bir insanî problemdir.
Suriye söz konusu olduğunda karşımızdaki tablo tam anlamıyla
“Filler dövüşür, çayırlar ezilir” durumudur. Bir taraftan Rusya,
bir taraftan rejim, diğer taraftan Amerika, öte yandan muhalifler
birbiriyle mücadele ederken ekseriyetle masumlar zarar görüyor.
Neredeyse ülkede yaşayan insanların yarısı evini terk etmek
durumunda kaldı ve komşu ülkelere dağıldı.
İnsanî noktadan yapılacak ilk iş, bu savaşın hemen, yarına kalmadan sona erdirilmesi için adım atmak olmalıdır. Taraflar görüşme masasına oturmuş olsalar da işin ağırdan alındığı ve faturayı çocuklar, kadınlar ve mağdurların ödediği görülüyor.
Her defasında ifade edilmeye çalışıldığı üzere Birleşmiş Milletler ve İslâm ülkelerinin de bu tablodan dolayı sorumlulukları vardır. İslâm ülkelerini temsil eden İslâm İşbirliği Teşkiâtı (İİT) mutlaka çok daha aktif olmak ve bu yarayı sarmak durumundadır. Kimse, hele hele İslâm dünyası “Bize ne!” diyecek durumda değil.