Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, Ankara’da düzenlenen bir toplantıda ‘tarımdaki
gerçekler’den bahsetmiş. Muhtemelen bu tesbitler Türkiye’yi idare
edenlerin hoşuna gitmemiştir.
İfade etmek icap eder ki ders kitaplarımızda Türkiye tanıtılırken
“Ürettiği tarım ürünleri ile kendini besleyen ülke” olarak
tanıtmıştır. Bir zamanlar doğru olan bu bilgi, artık geçerli
değildir. Mevcut imkânlar iyi kullanılamadığı için en temel gıda
maddelerini dahi başka ülkelerden satın alır hale geldi ya da
getirildi. Bunda elbette ‘tarım’ı kötüleyen ‘aydın’ların da payı
vardır. Tarım ve sanayi arasında bir denge kurmak yerine tarımı
ihmal edip ‘sanayi çağı’na da geçemedik. Neticede maalesef
neredeyse ‘toprak’ dahi ithal eder duruma düştük.
Türkiye’nin Avrupa ile Gümrük Birliği’ne girdiğini bununla birlikte sanayinin değiştiğini, küresel sisteme entegre olunduğunu, fakat tarımın Türkiye’de aynı kaldığını belirten Hisarcıklıoğlu, şöyle konuşmuş: “Dünyada gıda fiyatları düşüyor. Ama Türkiye’de artıyor. İlginçtir, bundan üretici de faydalanamıyor. Herkes şikâyet ediyor. Şehirlerde yaşam daha pahalı hale geliyor. Gıda sanayiinin rekabetçiliği olumsuz etkileniyor. Zira birçok üründe verim artmış olsa da hâlâ AB düzeyinin altında. Bunun yansımasını ihracatta görüyoruz. Bizden çok daha küçük yüzölçümüne sahip Danimarka, Polonya, Belçika, Hollanda bizden daha fazla tarımsal ihracat yapabiliyor. Şehirleşme ve kontrolsüz arazi kullanımı yüzünden, Türkiye’nin ekilebilir alanı her sene azalıyor. Tarımsal girdilerin büyük kısmını dışarıdan alıyoruz. Gübre, ilâç ve makinaların çoğu ithal.”