Teröre sebep olan, onu besleyen, teşvik eden her kim varsa
Allah’ın azabı ebediyyen onların üzerine olsun.
Hemen her terör saldırısında olduğu gibi Fransa’nın Nice şehrindeki
terör saldırısında da yine masumlar zarar gördü. 100’e yakın
kişinin öldüğü bu terör saldırısını şiddetle kınıyoruz.
Dünya liderleri ve siyasetçiler de bu saldırıyı en ağır açıklamalarla kınadı. Farklı bir tavır beklemek de zaten mümkün değil. Ancak bu ve benzeri saldırılar terörün tamamen sona erdirilmesi için çok daha ciddî çalışmalar yapılması icabettiğini gösteriyor.
Komşumuz Suriye’den gelen sığınmacılardan çoçuk yaşta olan bir misafir özetle şöyle demişti: “Mülteci, muhacir, sığınmacı olmamızı istemiyorsanız ülkemizi rahat bırakın, bombalamayın, işgal etmeyin.”
İşin özünde ve temelinde bu mesele var. Anarşi, terör ve mülteci gibi meselelerin olması istenmiyorsa ülkeler hasîs menfaatler için işgal edilmeyecek. Hür dünya, demokrasi ve maddî refahı sadece kendisi için değil, dünya için de istemedikçe terörü, fakirliği ve cahilliği mağlûp etmek mümkün olmaz. Suriye ya da benzer ülkelerde yarım asır devam eden ‘millete rağmen idare’ler olduysa bunda zengin dünya ülkelerinin sorumluluğu yok mu?