Günde beş vakit adalet anlatılsa, en başta idareciler olmak üzere herkese, hepimize ‘âdil olun’ çağrısı yapılsa israf edilmiş olmaz.
Çünkü herkesin bildiği üzere adalet mülkün temelidir.
‘Kul hakkı yemek’ de temelde en büyük bir adaletsizlik değil mi? Başka günahlar affedilirken ‘kul hakkı’nın affedilmemesi her hâlde çok dikkat çekicidir. Türkiye’nin adaletle imtihanı çok zor bir imtihan olarak karşımızda duruyor. Temennimiz bu imtihanın kazanılması yönünde, ancak gelişmeler bu imtihanın kaybedilme ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Eski AİHM hâkimi Rıza Türmen adaletsizliğin normalleştiğine dikkat çekip şöyle demiş: “Giderek OHAL düzeni, adaletsizlikler, baskılar normalleşiyor, gündelik yaşamın bir parçası haline geliyor. Toplumsal bir depolitizasyon yaşanıyor. Muhalefet etmek vatana ihanet olarak gösteriliyor. Lidere bağlılığı sergilemek serbest, itiraz etmek ise tehlikeli. Toplumun depolitizasyonunda korkunun önemli bir rolü var. Güce dayanan bir iktidarın sürdürülmesinde korku yönetimi önemli bir araç.”