Terör hadiseleri karşısında yüreklerin topluca vurduğu, itiraz ettiği, hüzünlendiği; ‘başkası’nın dertleriyle de dertlendiği söylenebilir mi? Terör alevlerinin daha da yaygınlaşma istidadı gösterdiği günlerde televizyonların ‘normal’ yayınlarına devam etmesi ve eğlence programlarının en çok izlenenler listesinin başında yer alması değişik yorumlara sebep oldu. Komşumuzun evini alevler sarmışken, ‘tv odası’nda eğlence programı izlemek nasıl izah edilebilir? Şu bir gerçek ki, komşumuz ‘aç’ken tok yatabildiğimiz gibi, ‘başkası’nın evi yanarken ‘izleme’yi tercih edebiliyoruz. Bu bir netice ve iç içe girmiş sebepleri var. En başta TV’lerde bu derece zararlı programların hâlâ devam ediyor olması tartışılmalıdır. Başka bir mesele de, komşunun evi yanarken o alevlerin yarın bir gün kendi evimize sıçrama ihtimali olduğunu akla getirmemektir. Komşusunun evi yanarken su taşımak yerine izlemeyi tercih edenler, kendi evleri yanarken de başkalarının izlemeyi tercih ettiğine şahitlik edebilir. Mesele, yanan evin kendi evimiz gibi olduğunu bilmek ve yangını bir an önce söndürmek gerektiğidir.