Faruk Çakır Yeni Asya Gazetesi

Yol da bitmez, notları da

Uzun sayılabilecek bir zaman sonra otobüsle şehirler arası yolculuk yapmak nasip oldu. Bu vesileyle daha önce yaptığımız ve değişik problemlerle karşılaştığımız yolculukları da...

06 Ağustos 2017 | 233 okunma

Uzun sayılabilecek bir zaman sonra otobüsle şehirler arası yolculuk yapmak nasip oldu. Bu vesileyle daha önce yaptığımız ve değişik problemlerle karşılaştığımız yolculukları da hatırlamış olduk.
Otobüsle yapılan yolculuklarda en önemli problem namazların vaktinde kılınıp kılınamayacağı olur. Tabiî ki bu tesbit, namaz kılanlar için geçerlidir. Bazı yolculara göre otobüsteki ikramlar önemli olur, bazılarına göre de otobüsteki internet ya da tv yayınları. Her ne ise...

Karadeniz istikametinde çalışan otobüsler ekseriyetle namaz vakitlerine riayet eder, mola verir. Bir müddet önce Rize’ye giden bir otobüs firmasının şoförüne, “Namaz vakitlerinde duruyor musunuz?” diye sorunca “Tabiî ki duruyoruz. Zaten bu otobüsün şoförü hacıdır. Ama merak etmeyin hacı değil, kahveci de olsa bu firmanın şoförleri namaz vaktinde durur, karar öyledir” demişti.

Bir cenaze vesilesiyle, daha doğrusu belediyenin tahsis ettiği cenaze arabasıyla memleketimize (Çayeli) gittik ve cenazeyi defnettikten 2 gün sonra Rize-İstanbul hattında çalışan bir otobüsle İstanbul’a döndük. Hem giderken hem de gelirken karşılaştığımız bazı manzaralar, aradan yıllar geçmesine rağmen bazı şeylerin değişmediğini hatırlattı. Maalesef, otobanların dışındaki mola yerlerinde temizliğe dikkat edilmediği gibi fiyatlar da çok yüksek. Şükürler olsun ki artık büyük ölçüde mescitsiz tesis yok, ama bazılarının mescidi 2017 yılı şartlarına uymuyor. İbadet yerlerinin ilk şartı temiz olması ve aynı zamanda mahremiyete dikkat edilmesidir. Meselâ Tosya’ya yakın bir mola yerinde (İstanbul istikametinden giderken) hanımlar, erkekler için ayrılan abdest şadırvanının içinden/önünden geçerek kendileri için ayrılan mescide gitmek mecburiyetinde kalıyorlar. Koca tesiste mahremiyetin dikkate alınmamış olması yanlış değil mi?

Yine, Bolu Dağı tünelini (Ankara istikametinde) geçtikten sonra hizmet veren bir tesis var ki, her halde temizlikte sınıfta kalır. Bu kadar mı bakımsız, bu kadar mı ilgisizlik olur? Afedersiniz, abdest alma mahallinde kokudan durulmuyor. İlgililere durumu izah ederek şikâyette bulunduk, ama bir kulaklarından girip öbüründen çıktığı daha orada anlaşıldı. Çünkü dönüşte de aynı tesiste mola verildi ve hiçbir değişiklik olmadığına şahit olduk.

Çok önemli nokta da bu tesislerdeki fahiş fiyatlardır. Serbest piyasa demek, zor durumda kalan insanları canından bezdirmek değil ki! Olur da itiraz eden çıkar diye listelerin fotoğraflarını dahi çektik. Meselâ bir kap çorbanın 7 lira olması normal midir? Onu bir yana bırakalım, bir litre paket sütün 5 TL’ye satılması (Tosya yakınlarında bir tesis) Türkiye gerçeklerine uygun mudur? İndirimli mağazalarda 2 TL olan, lüks mağazalarda bile 3 ya da 4 TL’ye satılan bir litre sütün 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
27 Mayıs hatırası 27 Mayıs 2018 | 153 Okunma Önce aile, hemen eğitim 13 Mayıs 2018 | 131 Okunma Filistin’e sanatla destek 06 Mayıs 2018 | 110 Okunma Türkiye’nin asıl ihtiyacı nedir? 29 Nisan 2018 | 77 Okunma Madem öyle niçin böyle? 22 Nisan 2018 | 119 Okunma