Komşumuz Yunanistan’ın içine düştüğü sıkıntıyı kısa zamanda
aşması beklenmiyor.
Siyasetçiler birbirini suçlasa da, yaşanan krizde tamamının
kabahati olduğu söylenebilir. Kazandığından daha fazla harcama
yapan kişi ve ülkelerin iflâs etmesi eşyanın tabiatı gereğidir.
Yunanistan’da yaşanan hadise de ancak bu şekilde özetlenebilir.
Hatırlamak lâzım ki Yunanistan’da yaşanan kriz bugünün meselesi değil. Hadisenin bu noktalara geleceği dünden belliydi. İşte bir haber: “Avrupa Birliği (AB), iflâsın eşiğinde olan Yunanistan’ın uygulayacağı tasarruf tedbirlerini denetlemek ve borçların ödenmesi için yapılacak yoğun özelleştirme operasyonlarını kontrol altında tutmak için ülkenin egemenliğini ‘kısıtlayacak’. (...) Bu denetim akıllara, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, borçların ödenmesini garanti altına almak için Avrupa ülkeleri tarafından kurdurulan ve hazinenin yerini alan Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar) idaresini akıllara getirdi.” (Milliyet, 5 Temmuz 2011)
4 yıl önceki haber, tam da bugünü anlatmıyor mu? 2011’de alınan kararlar bile komşumuz Yunanistan’ı kurtarmaya yetmedi ve maalesef daha feci durumlara düştüler.