Bugüne kadar Ak Parti ve “Erdoğan’a yandaşlık” üzerinden farklı biçimlerde “menfaat sağlayanlar”ın, seçimlerde işler istendiği gibi gitmeyince “faturayı kesecekleri adam” aramaya başladıklarını, giderek artan dozda Erdoğan’a dokundurmaya başladıklarını görüyoruz.
Erdoğan Başbakan iken, bu köşede tam 32 ay önce (24.10.2012),“Başbakan’ın dostları ve düşmanları” başlıklı yazıda demiştim ki:“Başbakan’ın atlatacağı asıl badire, ‘dostları’nı ve ‘düşmanları’nı ayırma, kimin dost, kimin düşman olduğunu bilme-belirleme badiresidir.”
Gerçekten de etrafını saran menfaatperestler, Erdoğan üzerinden menfaat sağladıkları sürece, yapılan hataları bile alkışlayarak düzeltme fırsatı vermemekle en büyük kötülüğü yapanlardı. Zira Erdoğan’ın yanında, Hz. Ömer’e, “hata yaparsan seni uyarırız, eğer hataya devam edersen seni şu kılıcımızla doğrulturuz” diyenler gibi “gerçek dostlar”ın sesleri pek çık(a)mamıştı.
Oysa dost odur ki, dostunun “dosdoğru” kalmasına çalışır; yaptığı yanlışlarda onu uyarır, hatalarını düzeltmesine destek verir, eksiklerini telafi etmesine yardımcı olur. Bu bakımdan, şunları yazmıştım:
“Başbakan’ın düşmanları; mahiyetine bakmadan, daha iyisini ....önermeden söylediği her sözü doğrularlar, yaptığı her işi alkışlarlar, sorduğu her suale ‘siz bilirsiniz’ derler, attığı her adımda keramet ararlar.... Onların tek dertleri Başbakan’ın ‘yakınında’ durmaktır. Çünkü ....kendilerine