Hani, “sakalım yok ki sözüm dinlensin” derler ya... Bende sakal var ama sözümü dinleyen yok. Lâkin dönüp dolaşıp sözüme gelen de çok. İşte size iki konu: Çözüm süreci ve PKK/PYD’nin Suriye’deki kazanımları.
PKK/PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde devlet kuracak duruma geldiği bizim basının dikkatini yeni çekti. PYD’nin, IŞİD’den daha tehlikeli olduğu da yeni yeni söylenir oldu. PKK/PYD Akdeniz’e ulaşan bir koridor açtığı taktirde, Türkiye için IŞİD’den daha tehlikeli olacakmış.
“Devlet yönetimi” açısından trajik olan şu: Haberlere bakarsanız, hem hükümet, hem de asker, ancak tüm bunlar olduktan sonra “şimdi ne olacak” sorusuna cevap aramaya başlamışlar. Böyle şey olur mu? Devlet dediğin, olası bütün senaryoları önceden belirler, her biri için hangi tedbirleri alacağını önceden plânlar, istemediği bir gelişmenin olmaması için tedbir alır. İş işten geçtikten sonra “şimdi ne yapacağız”ı konuşmanın ne yararı var?
PKK/PYD’ye Akdeniz’e açılan bir koridor verileceği sırmış gibi, bunun önüne geçecek tedbirlerin şimdiye kadar alınmamış olması, nasıl yönetildiğimizin göstergesi değil de ne? PKK/PYD, Batılı güçlerin fiili/askeri desteğiyle her geçen gün büyü(tülü)yor ve toprak kazan(dırıl)ıyor. Ancak bizimkiler, PKK/PYD’nin IŞİD’den daha tehlikeli olduğunu tüm bunlar gerçekleştikten sonra yeni anlıyor.