Allah nasip ederse yarın oruçlu olacağız. Bu zamana kadar orucun hakkını verebildik mi bilemiyorum, bari bu sefer “Ramazan Ayı”nı “diyet fırsatı”olmaktan çıkarıp “oruç ibadeti”ni lâyıkıyla eda edelim. Mesela şöyle yapalım:
“Ramazan”nı, bireysel ve toplumsal ölçekte “ibadet ve Allah’a yakınlaşma”ayı olarak değerlendirelim. Bunun için iç alemimizi Allah’a yönlendirelim,Kur’an’a daha fazla sarılalım. Rasulullah’a ümmet olma bilincini daha bir kuvvetle içselleştirip amelimize aktaralım; bireysel ve ictimai ölçekte hayatımızı Kur’an ve Sünnet üzere revize edip yenileyelim.
İndirdiğimiz hatimler dilimizden öteye geçsin ve “Kur’an’ın bize verdiği mesaj”ın ne olduğunu idrak edelim. Okuduğumuz ayetlerde Allah’ın biz kullarından neler istediğini, Kur’an ayetlerine göre nasıl bir hayatı kuşanmamız gerektiğini, “vahyin çizgisi”nin ne olduğunu araştıralım; böylece dillerimizde terennüm eden Kur’an gönüllerimize insin, bilincimize yerleşsin, amellerimize biçim ve yön versin, hayatımıza rehber olsun.