Önceki günkü (25.05.2015) “M.Kemal’in mal varlığı” başlıklı yazımın ana konusu, “ne kadar mal varlığına sahip olduğu” değil; “bu mal varlığını nasıl elde etmiş olabileceği”ydi. Ancak “mal varlığı çoktu ama hepsini devlete bağışladı” savunmasına geçilip, “Cumhurbaşkanı maaşıyla nasıl büyük bir servet yapılabileceği” üzerinde durulmadı.
Evvela şunu ifade edeyim, sonunda devlete bağışlamış olması, Cumhurbaşkanı maaşıyla bu kadar büyük bir serveti nasıl elde ettiğini sorma hakkımıza mani değildir. Konu araştırılsın istiyorum. Eğer servetini meşru olmayan yollarla kazandıysa, “devlete bağışlama”sı, “malı elde etme yöntemi”ne meşruiyet kazandırır mı? Kaldı ki, soyu-sopu olmayanın malı devlete kalmayacak da nereye kalacak?
Ancak, bu “devlete bağışlama” olayının da sanıldığı gibi olmadığına dair ciddi iddialar var. İsmet İnönü, “Hatıralar”ında, M.Kemal’in, mesela Orman Çiftliği’ni elden çıkarmak istemesindeki sebebi şöyle ifade ediyor: “Aslında çiftliği elden çıkarmanın bir sebebi de ‘zarar etmesi’. Ondan ‘kurtulmak’ için satış muamelesi düşünülüyor.” Görüldüğü gibi M.Kemal, zarar ettiği için çiftliği devlete satmak istiyor.
İnönü, M.Kemal’i satıştan vazgeçirip bağışlamaya ikna edenin kendisi olduğunu “Hatıralar”ında şöyle yazıyor: