Nisan ayları 37 yıldır (son senelerde seyahatlerim nedeniyle yeterince izleyemesem de) benim için harika filmler seyretmek demek… Sinematek’i kıyısından yakalayan, Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Televizyon Enstitüsü’nün Balmumcu’daki salonunda birbirinden önemli filmleri izleme fırsatı bulan bu satırların yazarı, İstanbul Film Festivali’ne her zaman önem verdi… Video filmlerin doruk yaptığı, Videoteque’ten en marjinal filmlerin bile kiralanıp izlendiği zamanda dahi Film Festivali’ni kaçırmamaya çalıştı… Özel gösterimler olduğu için orijinal kopyaları herhangi bir nedenle kısaltılmadan izleyebilmek gerçekten önemli bir şans oldu sinema tutkunları için… Bugün de öyle…
Sinemaya âşık, göremediği binlerce film olduğunun bilincinde binlerce gencin kültürünün artmasında çok, ama çok önemli payı oldu Sinema Günleri ile başlayan İstanbul Film
Festivali’nin. İşte bu sadakat yaratan festivalin programı geçtiğimiz günlerde açıklandı. Mutlaka medyada dikkatinizi çekmiştir.
Ben, bu yazımda 12 gün boyunca festival heyecanını yaşatacak o filmlerden söz etmeyeceğim. Söyleşilerden özel konserlere, tematik sergilerden sadece festival için hazırlanmış performanslara 6-17 Nisan tarihleri arasındaki kimi özel etkinlikleri anlatmak istiyorum:
Arabesk, yapımından 30 yıl sonra, yeniden beyazperdede izleyicisiyle buluşuyor! Bu buluşma yalnızca festivale özel ve tekrarı olmayacak bir konsere ev sahipliği yapıyor. Arabesk şerefine, Türkiye’de arabesk müziğin unutulmaz, çarpıcı isimleri Gülden Karaböcek, Tüdanya, İstanbul Arabesk Project, Ayta Sözeri, Demet Evgar, Serkan Keskin, Umut Kurt, Melisa Doğu ile birlikte sahneye çıkacaklar… (Cahide, 9 Nisan, 22.00)