Dün Suriyeli mültecilerle ilgili yazdığım iki yazıya, iki uçta tepkiler geldi.
Bir bölümü, “Suriyelileri istememek ırkçılık değildir” diye kızarken, bir diğer bölümü “İnsani nedenlerle kucak açtığımız komşularımızın Türkiyelileşmesini istemek asimilasyon istemektir. Tabii ki kültürlerini koruyacaklar. Komşularımızı ölüme mi terk edecektik” diyor.
Ben yazımda böyle bir şey demedim ama herkes kendi anlamak istediği anlıyor elbette.
Fakat madem konuyu açtınız.
Bende tornistan, geri vites yok, açtığınız yerden ilerleyelim.
Suriyelilere kucak açmamızı “Takınılması gereken insani tavır” olarak görenlere bir soru soracağım.
Ama lütfen, çok rica ediyorum, aşağıda soracağım soruya ve vereceğim örneklere “samimi ve yürekten” yanıt versinler.
Güney’deki komşumuz Suriye ise batıdaki komşumuz da Yunanistan öyle değil mi?
Farz edin ki, yarın Yunanistan’da faşist bir askeri darbe oldu. Aşırı sağcı bir lider ülkenin yönetimini aldı.
Yunan halkının da önemli bir bölümü sokaklara döküldü ve darbeci yönetime karşı tavır aldı.
Yasa tanımaz Yunan diktatör de bunların üzerine, tankla, topla tüfekle yürüdü ve katliama başladı.
Bunun üzerine 4 milyon Yunan yollara döküldü, denizden ve karadan Türkiye’ye kaçmaya başladı.
Bunların 2 milyonu Trakya üzerinden geldi ve büyük bölümü İstanbul çevresine yerleşti.