Geçen hafta “12 ByLock’çu vali” diye yazdım ve ertesi gün tepkisizliği eleştirdim.
O gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan aradılar.
Son derece kibar bir şekilde, “Fatih Bey, pazartesi günü buyrun. Hem biraz sohbet ederiz, siz de bize yazınızdaki konu ve kişilerle ilgili bilgi verirsiniz” dediler.
Pazartesi sabahı erken saatte İstanbul Çağlayan’daki Adliye’deydim.
İstanbul ve çevre illerde FETÖ’nün yargı ve bürokrasideki yapısını araştıran ve son olarak da eski İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü hakkındaki davanın iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Başsavcıvekili ile oturduk.
Ben bilgilerimi kendisiyle paylaştım.
Yazıma konu olan meselenin bildiğim tüm yönlerini eksiksiz, katkısız kendisine aktardım.
Meselenin üzerine ciddiyetle gidildiğini gördüm ve açıkçası mutlu oldum.
Sayın Savcı da anlattıklarımın soruşturmaya dahil edileceğini, ilgili yerlere gerekli bilgilerin verileceğini, bu bilgi paylaşımlarının önemli olduğunu söyledi.
Bir hata olmaması için çok dikkatli davrandıklarını söylüyor Sayın Savcı.
“Bağlantıları inceliyoruz. Sadece FETÖ evlerinde kalmak bir kriter değil. Okuldan mezun olduktan sonra bunlarla tüm bağını koparanlar var. Bağını sürdüren, toplantılara katılan, örgüt aidiyeti sürdürenler bizim hedefimiz. Çok detaylı inceliyoruz. Hiç kimsenin bize bu konularda en ufak bir telkini olmuyor. Bize verilen tek talimat ne olursa olsun, kim olursa olsun sonuna kadar gitmemiz. Emin olun çok zorlu bir iş. Hatasız ilerlemeye çalışıyoruz. Her ihbarı değerlendiriyoruz. İş çok. Yavaş gittiğimizi söyleyenler olabilir ama hatasız gitmeye çalışıyoruz” diyor.